Tenefüse çıkan çocuklar gibi neşeyle içeri doluyor rüzgâr, açık pencerelerden. Belki de sırf bu nedenle, "güzel şeyler olacak" diye geçiriyorum içimden. Ellerime bakıyorum sonra. Onlar gezmeye götürülmemiş iki çocuk olmuş, küskün, sıkkın kalakalmışlar sanki kucağımda. Arada bir, evin o kullanılmayan sessizliğinin ortasında dolanıp duruyor, bazen de gidip birkaç kitaba dokunuyorlar. Bir kurşun kalemle, aklıma, içime takılan yerlerin de altını çizerek üstelik. Sadece bunun için bile minnettar olabilirim aslında onlara. Sonra bir müzik açıp yüzümü sarmaladıkları için, saçlarıma dolanıp bir bardak çaya uzandıkları ve seni hiç hatırlatmadıkları için de. Ya da belki ben öyle sanıyorum. Sadece bana anlatmıyorlar.
Sokağa çıkıyoruz o gün, sen gittikten sonra ilk defa. Hep şaşkın ve korkak duruyorlar yol boyu, ceplerimin kuytusunda. Selam vermeye zorlandıkça annesinin ardına saklanan çocuklar gibi, çıkmıyorlar hiç oradan. Oysa başka çocuklar da var sokaklarda, yüzlerinde yazdan kalma bir gülümsemeyle dolanan. Üstelik dondurma sonrası gibi rengârenk bir gülümseme. Ama bakmıyorlar hiçbirine. Hep daha uzakta duruyorlar hayattan, giderek daha çok. Sende böyle olmuyor değil mi? Biliyorum, olmuyor. Ama sen yine de böyle anlatma. Ben anlarım belki ama, onlar...
Sonra akşam oluyor. Olabilecek daha iyi bir şey bilmiyormuş gibi gün, elinden gelen bir tek buymuş gibi, birdenbire. Erkenden kararıyor gökyüzü. "Kış geldi" diyor birileri, gülümsüyorum. "Kış geldi" diyorum. Karanlık sokaklarda bile ceplerimden çıkarmadığım ellerimle uzun bir kışı bekliyoruz. "Belki de bize tüm bu olanları ancak uzun bir kış unutturabilir" diyorum. "Ya da biz bu uzun geçecek kışı ancak bunlarla unutabiliriz." "Kış geldi" diyorum bu kez sayıklar gibi, yolun kenarına sığınarak, gidip yeni kitaplar almalı. Hem belki zamanı da gelmiştir artık, ellerimi de ceplerimden çıkarıp eldivenlerle sarmalı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
Okurken yaşadım resmen. Tebrik ediyorum. Dostlukla
Ki bazılarımızdan kış hiç eksik olmuyor.
E benim de aklıma bu şarkıyı getirdin:
"Kış geldi firak açmadadır sinede yara
Vuslat yine mi kaldı güzel, başka bahara"
Biz hiç tanışmadık seninle sevgili Tülay.. ama ellerim ellerini tanıyormuş!..
İki gün önce kaza sonucu yanan sol elim, tam, cebinden çıkmak istemeyen eline uzanmıştı ki tutmak için.. engel oldum!.. "yanıksın sen.. hem canın yanar hem de üstelik her tarafına ilaç sürülmüş durumda" dedim.. dinlemedi.. usulca uzanıp o yanık hali ile, elini tuttu..
Ben sustum.. onlar konuştu! :)
"Hem belki zamanı da gelmiştir artık, ellerimi de ceplerimden çıkarıp eldivenlerle sarmalı."
Ne guzel bir laf!
"Belki de bize tüm bu olanları ancak uzun bir kış unutturabilir" Kim bilir? Ben de gecen kis benzer ifadeler kurmustum kafamda. Sonra kis bitti, yaz da baharlar da... Bir baktim tekrar kis gelmis. Kim bilir? Fakat sezon ne olursa olsun kitaplarin faydasi yadsinamaz, soz konusu unutmak ise... Yani eldiven guzel bir icattir, elleri ozgur kilarken korur da ayni zamanda.
Cok begendim yazinizi. Yorumun da uzunca olmasi bundan sebeptir. Elinize, fikrinize saglik...
Yorum Gönder