Tıkış tıkış dolu, hatta sığmayan eşyaların sağından solundan sarktığı bir çekmece gibi hissediyorum kendimi. Aklım da, hayatım da aynı durumda. Yanımdan yöremden hızla akıp geçiyor her şey. Plân yapmanın birçok konuda bir işe yaramadığını biliyorum bilmesine ama, benim gibi organizasyon ruhlu birine, bu durum pek uymuyor. Aslında hep istediğim, "hadi gidelim" dediğinde biri, acaba şöyle mi olur, böyle mi olur, ama şu işi halletmem gerekti, filan demeden yola düşebilmek. Ama kişiliğim buna uygun değil işte.
Bu aralar iç sesim de çok geveze. Zaten kendime hiç zaman ayıramıyorum. Bu yoğunluktan, yorgunluktan bu kadar bunalmışken üstelik, bir de onun dırdırı hiç çekilmiyor. Sanırım bu durumun da etkisiyle, içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor. Kitap bile okumak gelmiyor içimden. Hani belki bir öneriniz olur diye, derdimi anlatayım dedim. İyi bir dinleyiciyimdir hep. Önerileri can kulağıyla dinlerim.
26 Haziran 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
"Kelin merhemi olsa kendi başına sürermiş" lafını hatırlatmak istedim:P:)
Allah kurtarsın kardeş:)
Sevgili Parpali,
Yorulmuşsun, sıkılmışsın anlaşılan. Tatil zamanı gelmiş. Planlı, düzenli olmak güzel de bazen yaşamı oluruna bırakmak gerekiyor. Her şeyi gereğinden çok ciddiye almamak lazım sanırım. Bak ben İzmir'e gidecekken bir gün içinde karar değiştirdim ve Alanya'ya gittim. İyi ki öyle yapmışım diyorum şimdi. Bugün döndüm. Özlemişim her şeyi...
Biraz olayları akışına bırakmak iyi gelir mi ki Sevgili Parpali?
Sevgiler...
Hadi ama...
Hayde canlan hayde. Yakışmıyor sana :(
Öğretmenim,
bütün cümlelerim yarım hâlâ. O yüzden, bir müddet daha sessiz bir okuyucu olacağım sanırım.
Yorum Gönder