İçmek, içinde boğmaya çalışmaktır sevgiliyi!
Küçük İskender
Sarıyer'e yarım saat mesafede bir balıkçı köyünde, güneşin sıcaklığını bir an olsun bile hissettirmeyen deli bir rüzgârın tenimizde dolandığı surların tepesindeydik. Kayalara çarpan dalgaların sesini dinlemekteydim. Deniz, bütün ihtişamıyla uçsuz bucaksız uzanmaktaydı önümde. Bütün düşüncelerim yok oluyordu, o göz alabildiğine mavilikte.
Gökyüzünü, denizi, dalgaları, güneşi; hatta sevgilileri izledim. Güzel şeyleri içti gözlerim, hapsetti yüreğime. Orada kötü olan ne varsa, güzelliklerin denizinde boğulsun diye...
30 Temmuz 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder