Güzel bir şey anlatmak isterken, yanlış kelimelerin azizliğine uğramış bir cümle gibiydi dışarıda hava. Her şey baharı anımsatıyordu ama, sokak aralarında dolaşırken yüzümüz bir türlü ısınmıyordu meselâ. Aldırmıyorduk. Her biri birer dipsiz kuyuymuş gibi ellerimizi yutan ceplerimizeyse hele hiç. Varsa yoksa dolaşmak sokaklarda. Hayat hep bundan ibaretmiş gibi, sanki dolaşmaktan başka bir şey bilmiyormuşuz gibi şu dünyada. Bazen öyle olur. Hani dediği gibi o pek sevdiğim yazarın;" hareket etmezsen acı üzerinde birikir." Ama sakın, "yürüyünce geçti mi?" diye sorma. Bazı soruları sormak sadece vakit kaybettirir.
Aslına bakarsan kaybedecek vaktimiz de çoktu, ama yine de garip bir telâş içinde yürüyorduk o kalabalığa karışınca. Sonra gidip, tabelasında "aile" ibaresi bulunduğu için, bizi derste gülüşen iki çocuğa dönüştüren o çay bahçesine oturuyorduk. Garson da bu sebeple mi bilmem, "neye gülüyorsunuz, söyleyin de biz de gülelim" diyen bir öğretmen edasıyla yanaşıyordu yanımıza. Ayağımızın dibinden geçen kediler, başucumuzda uçuşan kuşlar ve az ötemizden dumanını tüttüre tüttüre giden vapurlar olmasaydı, ben bilirdim yapacağımı o garsona. Oysa "iki çay" dedik sadece, "iki çay."
Sonra da bütün söyleyeceklerimiz o kadarmış gibi sustuk bir süre. Rüzgârda uçuşan saçlarım, oltası denizde bir balıkçı gibi, bir sağa bir sola hareket ettiriyordu ellerimi. Komik mi görünüyordum böyle acaba? Soramazdım tabii. Ama insan söyleyemeyeceği şeylere de öyle kendi kendine gülmemeli. "Ne oldu?" diye sorduğunda farkettim ben bunu. Olsun. Bakıp sadece gülümsedim. Ardımdan o da. İnsan böyle şeylere anlam yüklemekten vazgeçmeli, derhal. Ben beceremedim. İnsanı en iyi tanımlayan şey de beceriksizlikleridir zaten. İnanmak diyorum, bir beceriden çok, beceriksizlik kanıtı gibi durur hayatımızda, işte tam da bu yüzden.
4 Şubat 2013 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
Bu yazıyı da beğendim.Hep yazın emi...
varsın anlamı olmasın gülmelerin...sen hep gül emi!
valla bence de gül:))
çok ta güzel gülersin.
hava tam olarak nasılmıs anlamadım ya neise...
gecen seni andık kalabalık arkadaslarla.
daha doğrusu bir mesajını.
hala durur listemde.
kısmet iste nereden nereye:))
Ruhunu rüzgara teslim etmiş bir kara selvinin, bir isimsiz kabrin başında, içinde yatanın kulağın bir şeyler fısıldar gibisin. Ölmek mi, yoksa gülmek mi dersen, cümlelerin bir bir dökülür müsalla taşına. Aslolan bu dünyayın faniliğini unutup, sonsuzlutk aleminin bestesinde nakarat olmaktır. Ölürsek eğer ikimiz birden birlikte ölelim, gülersek eğer ikimiz birden güldürelim.
Merhaba bu tür projeler gerçekten çok güzel. Makalenizi beğendim. Umarım web siteniz beklenen ilgiyi görür
Web Tasarım Firma Sitesi site satın al siteler mobilya
hem ifaden güzel.. hem tarzın.. yani demem o ki, SEN güzelsin.. başka türlü bir şey bu..:)
Yorum Gönder