Duvara yansıyan ağacın yaprakları, bir gölge oyunu oynar gibi salınıp duruyor kendi kendine. Belli bir ritimde, bir sağa bir sola kıvrılışlarını izliyorum, beyaz duvarın üzerinde. Çok hafif esen bir rüzgârın, kendisinden büyük yansımasını, bir masal dinler gibi, bir film izler gibi kabulleniyorum sessizce. Sabah güneşinin uğramadığı bir cam kenarından insanlara bakıyorum. Ve merak ediyorum, gölgesi duvara vuran yapraklar gibi, kim bilir onlar hangi rüzgârın yansımasını taşıyorlar üzerlerinde.
3
yorum:
Adsız
dedi ki...
Onlar senin yansımanı merak ettiklerinde sen de onların yansımalarını göreceksin.
Bazen soluklanmaya, bazen de biriktirdiklerimi anlatmak için soluk soluğa geliyorum bu sayfaya. Yazarken barışıyorum kendimle. Ve gerektiğinde, ardımda kalanlara yabancılaşıyorum. Birilerinin okuduğunu bilmek, kimi zaman utandırıyor beni. Kimi zaman da söylediklerimi cümle âlem duysun istiyorum, bir tellâl gibi. Harflerim ekranda anlamlı-anlamsız izler bırakıyor... Ve ben, tüm bu izleri seviyorum...
Tülay Şahin
Bu aralar okuyorum.
Öyle Miymiş? / Şule Gürbüz
Bu aralar izledim./Bale
La Corsaıre
Bu aralar izledim./Tiyatro
Tesir / SBR Tiyatro
Bu aralar izledim./Tiyatro
Grönholm Metodu / Ankara DT
Bu aralar izledim./Tiyatro
İkinci Bölüm / DT
Bu aralar izledim./Tiyatro
Cyrano / Şehir Tiyatroları
Koyverdun gittun bizi...
Elbette mümkün değil ama, her şey gönlünüzce olsun. Neden olmasın? Kazım KOYUNCU
İyi dilekler
Yüzüne bakıldığında neden hapşıramaz insanlar, bilmiyorum. Ama hapşırdığımda, "iyi yaşa" demeden çevremdekiler, bir alacağı tahsil eder gibi, gayet ciddi bir ifadeyle, "sen de gör" demekten mutlu oluyorum. Ve aynı anda yüzlerine yayılan, bazen mahcubiyetle karışık, bazen hınzır bir çocuğu andıran o gülücüğü görüp, onlara eşlik etmekten. Şu hayata inat, seviyorum iyi dilekleri ben.
O yüzden diyorum ki sana, güzel olsun her şey... hatta çok güzel olsun. Ama kötü de olsa yaşananlar, bıkma yine de anlatmaktan. Sen anlat ve her şey buhar olup uçsun.
Maviyi, yeşili, yaz akşam üzerlerini... İstanbul'u, Giresun'u ve deniz kenarlarını... dilediğimde yalnız kalabilecek kadar uzak, gerektiğinde, elimi uzatıp, kalabalığa karışacak kadar yakın; her ayrılıkta hüzünlenip, dönüşünde çocuklar gibi mutlu olduğum bu şehirde yaşamayı... kitapları, dostları, içten gülümseyen insanları... müzik dinlemeyi, umut etmeyi, insanları sevindirmeyi... hayâl kurmayı, mektupları, yolculukları... hatta, hatta yalnızlığımı...
3 yorum:
Onlar senin yansımanı merak ettiklerinde sen de onların yansımalarını göreceksin.
gölge gibi görünen herşeyn altında neler gizli aslında. tıpkı gölgenin bir gerçeği olduğu gibi, insanlarda neler neler saklıyor artlarında...
bir insanın gölgesi belki insanın gerçeğinden daha da etkili olabilir.
Yorum Gönder