Saat gecenin bir yarısı. Açık pencerelerden, beklenen esintinin asla doldurmadığı odalarımızda, uykuya hasret saatleri birbirine ekleyerek, tüketilen gecelerden biri daha. Sessizliği bozan tek şey, bir sonbahar müjdecisi gibi, başucumda çalışan pervanenin şımarık sesi. Odaya yayılan tatlı serinlik ve o uğultunun anımsattığı yağmur sesiyle, sanki, açık pencerelerden içeri bir sonbahar gecesi doluyor. Bir hayâle inandırıyor işte yine beni. E ben, çabuk inanırım hayâllere. Hele de içinde sevdiğim birinin/bir şeyin adı geçmişse...
2
yorum:
Adsız
dedi ki...
Ben de o hayalin peşindeyim günlerdir.Artık biraz griye dönse hava..
Bazen soluklanmaya, bazen de biriktirdiklerimi anlatmak için soluk soluğa geliyorum bu sayfaya. Yazarken barışıyorum kendimle. Ve gerektiğinde, ardımda kalanlara yabancılaşıyorum. Birilerinin okuduğunu bilmek, kimi zaman utandırıyor beni. Kimi zaman da söylediklerimi cümle âlem duysun istiyorum, bir tellâl gibi. Harflerim ekranda anlamlı-anlamsız izler bırakıyor... Ve ben, tüm bu izleri seviyorum...
Tülay Şahin
Bu aralar okuyorum.
Öyle Miymiş? / Şule Gürbüz
Bu aralar izledim./Bale
La Corsaıre
Bu aralar izledim./Tiyatro
Tesir / SBR Tiyatro
Bu aralar izledim./Tiyatro
Grönholm Metodu / Ankara DT
Bu aralar izledim./Tiyatro
İkinci Bölüm / DT
Bu aralar izledim./Tiyatro
Cyrano / Şehir Tiyatroları
Koyverdun gittun bizi...
Elbette mümkün değil ama, her şey gönlünüzce olsun. Neden olmasın? Kazım KOYUNCU
İyi dilekler
Yüzüne bakıldığında neden hapşıramaz insanlar, bilmiyorum. Ama hapşırdığımda, "iyi yaşa" demeden çevremdekiler, bir alacağı tahsil eder gibi, gayet ciddi bir ifadeyle, "sen de gör" demekten mutlu oluyorum. Ve aynı anda yüzlerine yayılan, bazen mahcubiyetle karışık, bazen hınzır bir çocuğu andıran o gülücüğü görüp, onlara eşlik etmekten. Şu hayata inat, seviyorum iyi dilekleri ben.
O yüzden diyorum ki sana, güzel olsun her şey... hatta çok güzel olsun. Ama kötü de olsa yaşananlar, bıkma yine de anlatmaktan. Sen anlat ve her şey buhar olup uçsun.
Maviyi, yeşili, yaz akşam üzerlerini... İstanbul'u, Giresun'u ve deniz kenarlarını... dilediğimde yalnız kalabilecek kadar uzak, gerektiğinde, elimi uzatıp, kalabalığa karışacak kadar yakın; her ayrılıkta hüzünlenip, dönüşünde çocuklar gibi mutlu olduğum bu şehirde yaşamayı... kitapları, dostları, içten gülümseyen insanları... müzik dinlemeyi, umut etmeyi, insanları sevindirmeyi... hayâl kurmayı, mektupları, yolculukları... hatta, hatta yalnızlığımı...
2 yorum:
Ben de o hayalin peşindeyim günlerdir.Artık biraz griye dönse hava..
Yazında adım geçmiş, bunun için sevmiyorum ama seni.
Seni seviyorum çünkü gözlerin güzel..
Yok yok bu da değil, yüreğini seviyorum ben senin, hayallere çabuk inananını :)
Öpüyorum koccaman...
Yorum Gönder