18 Ağustos 2010 Çarşamba

Hayâl

Saat gecenin bir yarısı. Açık pencerelerden, beklenen esintinin asla doldurmadığı odalarımızda, uykuya hasret saatleri birbirine ekleyerek, tüketilen gecelerden biri daha. Sessizliği bozan tek şey, bir sonbahar müjdecisi gibi, başucumda çalışan pervanenin şımarık sesi. Odaya yayılan tatlı serinlik ve o uğultunun anımsattığı yağmur sesiyle, sanki, açık pencerelerden içeri bir sonbahar gecesi doluyor. Bir hayâle inandırıyor işte yine beni. E ben, çabuk inanırım hayâllere. Hele de içinde sevdiğim birinin/bir şeyin adı geçmişse...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Ben de o hayalin peşindeyim günlerdir.Artık biraz griye dönse hava..

Sazan dedi ki...

Yazında adım geçmiş, bunun için sevmiyorum ama seni.

Seni seviyorum çünkü gözlerin güzel..

Yok yok bu da değil, yüreğini seviyorum ben senin, hayallere çabuk inananını :)

Öpüyorum koccaman...