Bütün kahramanlarım çöp adamlardı benim. Güneş, geniş m harflerini andıran dağların arasından doğardı sürekli. Aralıklı birkaç kısa çizgiyle saçardı ışıklarını. Bir üçgenin altına oturtulmuş sağlam bir kareyle, yapabileceğim en güzel evi inşaa ederdim, kağıdın ortasında bir yere.
Küçük bir dikdörtgenden kapı yapardım, tokmağını unutmadan. Küçük karelerden pencerelerini iki yana kondurur, perdelerini düzgünce yanlara tutturmuş olurdum. Yanıbaşına, aşağıdan yukarıya iki paralel çizgi ve onun üzerini örten, yarım ay gibi çizgilerle bir ağaç yapardım. Yakında bir yerde mutlaka bir dere akardı ve üst yanında, nereye gittiğini bilmediğim bir patika yol başlardı. Resim, benim hiç sevemediğim bir dersti. Matematiğe rağmen hem de.
Hayatında hiçbir zaman doğru düzgün bir resim çizememiş olan ben, şimdi bunun cezasını çeker gibi, yarım bırakılmış bir resmin ortasında hissediyorum kendimi. Bir şeyler eksik, biliyorum. Sayfalar dolusu kelimelerle anlatsam da derdimi, hep bir kelime eksik kalıyor sanki. Belki de o konuyu daha işlemedik biz. Ve belki de bu yüzden bulamıyorum, nesi eksik resimlerimin?
5 Kasım 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
Güzel yüreğinle,pırıl pırıl aklınla, etkili kaleminle tam da ortasındasın o resmin Sevgili Parpali'm...
Siz böyle söyleyince, resime ihtiyacım kalmadan mutlu olabilirim Öğretmenim :)
bazen yazarken de resim çiziliyor, sizin yaptığınız gibi... ben bugün resim defterine çizdiğiniz resmi çok beğendim mesela :))
bence de resmin en güzel yerindedin. Mesela dağ çizerdik de dağın arkasından sapsarı güneş parlar, ısıtır aydınlatırdı ya her tarfı, düşünki o güneşsin sen. Sevgiler sana Tülaycım.
Boş bir tuval gibisi yoktur.
Yaşar; keşke bunun çok önceleri de farkında olabilseydim. Bu kadar hırpalamazdım kendimi :) Teşekkür ederim.
Lale abla; güneş olmak, hele de kış gelirken... Çok güzel olur.
oyumben; "her şey yapılabilir, bir beyaz kağıtla. Uçak örneğin, uçurtma mesela" Beyaz kağıtla hayal etmek daha kolay değil mi?
Yorum Gönder