Bazı anları, aklımıza ve aynı zamanda yüreğimize kazıyan duygular var. Seneler öncesi okuduğum bir kitabın, adı dahi hatırımda yokken; cümlelerini, sanki bana aitlermiş gibi, içimde taşıdığımı anladığımda öğrendim bunu. Ölsem de unutmayacağım cümleler, bakışlar, tavırlar, insanlar vardı.
Gönül Yarası'nda, "iyi ki çocuğunuz olmamış" diyerek, kızının ayrılığına acemi-iyimser bir açıdan bakmaya çalışan babaya, "zaten çocuğumuz olmadığı için ayrıldık biz baba" diyen o kadın...
Cesur Yürek'te, maskenin ardına gizlenmiş düşman yüzünü gördüğünde, savaşta bile yaşamadığı bozgun duygusuyla dağılan o adam...
Ya da eski türk filmlerinde, kaç değişik versiyonunu, bilmem kaçıncı kez izlediğimi kestiremediğim, kül kedisinden bir prenses yaratılan ve adamın, daha ilk bakışta kadına sırılsıklam aşık olduğu o sahne...
Ezbere bildiğimiz filmleri izlerken, gayri ihtiyari, yine o tuzağa düşmesin diye, başrollere akıl verilen o an...
Bir anlamı var mı tüm bunların?
18 Aralık 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
bir yazıyı okuyuca bir de bakmışım hemen hemen tüm yazılarınızı okumuşum...
ne de güzel cümlelerle süslü bu blog.emeğinize sağlık.
sevgilerle
Tülaycım, sen insana başka bir yönden baktırıyorsun biliyormusun. Çok seviyorum yazılarından aldığım bu duyguyu.
Biriktirdiklerimi okudum, gidiyorum.Hepsi birbirinden güzel.
Sevgiler...
Yorum Gönder