Otobüs terminallerinde bagaja verilen koliler gibi, renkli iplerle sarılı zamanlarıydı ömrümün. Memleketten gelen paketler, biz çocuklar için bir bayram sabahı tadındaydı. Öyle heyecanlı, öyle meraklı açılırdı ki o koliler.
Bu şehirde bulunup bulunmadığı ayrımı yapılmaksızın, bir sürü sebze meyve yayılırdı ortalığa. Bir de, sanki Anadolu'nun ücra bir kasabasında yaşıyormuşuz da, bir türlü tadına varamıyormuşuz gibi, anneannemin o kolinin bir yanına mutlaka iliştirdiği çikolata. Her seferinde içinden çıkacağından emin olsak da, merakla bekler, ortaya çıktığında hiçbir zaman eksilmeyen o sevinci yaşardık yine.
Dün o sevince benzer bir şeyler hissettim, taa şuramda. Bir cümle, ufacık bir not ya da uzun, çook uzun bir yazı... ne fark ederdi ki. O sevinç bir yere kaybolmasın, ben bunu yaşadığımı unutmayayım diye yazıyorum bu satırları. Ve senden saklanabilmek için ya da bir tek sen bilesin diye saklandığım ağacın arkasını...
9 Temmuz 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
İyi ki yazdın, iyi ki yeniden yaşattın..
O kolilerin heyecanı, yaşattığı bayram sevincini yeniden duyumsarken bir taraftan da içimde bir yerler sızladı...
ne keyiftir, uzaklarda birinin yüreğinin senin için attığını bilmek ve belki de sırf onun heyecanları üzerinden o paketleri açıp, içindeki yüreğe gülümsemek.
Yorum Gönder