15 Ekim 2011 Cumartesi
İkinci Yarısı / Ece Temelkuran
Yalnızlıklarına, kadınlıklarına, çocukluklarına, annelerine, hayata... Hep birlikte ne varsa yani, o bütüne ağlanır. Yoksa dizdeki yara değildir ne de kalpteki kırık. Hep kırılmasına ağlanır, hep düşülmesine, hep ama hep aynı şey olmasına... Niyesine ağlanır bunların. Bir büyük trajediye. Her bir küçük yara eklendiğinde eski izlere, bütün bu yara zincirine ağlanır. Her ağlama bu zincire bir anne sarılmasıdır. "Gel bakiiim sen buraya"dır o, "nasıl kıymışlar benim güzel kızıma?"dır. Bu yüzden sebebi sorulduğu anda hikâye anlatılamayacak kadar uzundur. Kelimeleri birbirine karışmış bir eski keder. Belki de aynaya bakıp, gösterip aynadaki görüntüyü, "Buna ağlıyorum işte," denmelidir, "bunun tamamına!"
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
13 yorum:
biz zaten öyle yapmıyor muyuz ..
Müthiş bir kitaptı o, tadı halen damağımda, seviyorum Ece'yi ...
ahh diyorum sadece...
ece sakın susma.
Buna ağlıyorum işte!
bu kadar az ve öz'dür de işte anlatması ama herkes yapamaz. ben yapamam mesela. beceremem. ama sen anlatırsın. ama ece anlatmış zaten...
güzel söylemiş ece temelkuran. her küçük yara bardağı taşıran son damla.
küçük bir yara bardağı taşıran son damla bazen evet
ama
ben yine de
hala dizkapaklarımda yara kabuklarını özlüyorum
çocukluğum kokarlar diye...
Allahtan ki kalplerimiz camdan değil de kırılıp dökülmüyor. Varsın göz pınarlarımızda biriken damlalar akıp da içimize ferahlık versin yıkansın paklansın içimiz.Sevgilerimle.
"hep ama hep aynı şey olmasına...Niyesine ağlanır bunların..."
niye, neden diye sorulur; "çünkü"yle başlayan cevaplar tatmin etmez insanı...bazen de susulur sadece..
güzel kitaba benziyor, alıp okumalı...
Ağlayamadığıma ağlıyorum...
İyi bayramlar Tülaycığım.
buna ağlıyorum işte bunun tamamına.. ah ecem ah tülayım...:/
kadınlar!
Yorum Gönder