Bir mevsim, üşüten rüzgârlar eşliğinde gelip kuruluyordu, pencere önündeki çiçeklerin çırpınan yaprakları üzerine. Ve hayatın karmaşasını içeri buyur eden pencereler kapanıyordu bir bir, evler artık kendi iç sesini dinlemeye başlasınlar diye.
Yağmur, yanyana geldiğinde dünyayı unutan çocuklar gibi gülüşerek yağmaya başlıyordu o sıra. Yapraklarının yeşili henüz tam olarak solmamış ağaçların kollarına dokunup, usulca yere iniyordu sonra. Radyoda en sevdiğim parça çıkmış da sesini açmaya çalışırmışım gibi aralıyordum ben de pencereyi, aydınlığının karanlığa karıştığı bir pazar gününün tam ortasında. Hafif bir uğultunun ardından sakinleşip tekrar yağmaya başladığında yağmur, usul ve inceden; aynı şarkıyı dinlemek için geri sarıp durduğum kasetleri hatırlatıyordu bana. "Bir insan bir şarkıyı ard arda kaç kere dinleyebilir?" diye soruyordum kendime. İnsan bir şarkıyı niye dinler ki defalarca? Bilemezsin bazen.
Yağmurun yavaşlattığı hayatın, insanı belirginleştiren grisine hayran hayran bakarsın yalnızca. Cıvıl cıvıl renklerin içinde kaybolan, kendini unutan insanların, hayatın telâşından kurtulunca nasıl da görünür olduklarına inanamazsın. Bir mucize gerçekleşmiş gibi kalakalırsın öylece, bir pencerenin köşesinde. İnsanların yolculuğa neden hep cam kenarını yakıştırdıklarını daha iyi anlarsın. Bütün pencereler daha çekilir kılar çünkü hayatı, gördükleri hiç birbirine benzemese de.
10 Ekim 2011 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
ne severim o pencereden yolların, dağların, ovaların akmasını...Sanki hızlı çekim bir film izliyormuşum gibi olur...
Sevgili Tülay,
Sayfana her geldiğimde farklı bir sayfa ile karşılaşmak çok hoş. (Sık aralarla gelmediğim ortaya çıkıyor galiba) Ama bu denli değişebilen ve değişmeyi göze alabilmen, değişebilmeyi başarman inan çok etkileyici.
Sevgiler
okurken
geçen gün Esa Noche'yi sabahtan akşama dek dinlediğimi anımsadım
9:00 dan 17:30 a kadar 12-13 öğle yemeği haricinde kesintisiz..
normal mi acaba?
hiç sanmam
eas noche
yani:
http://www.youtube.com/watch?v=JUaBPGCuHU0
o pencerelerin ardındaki hayatlarla uzaklaşıp şimdiden eksiltip çoğaltırız kendimizi...
Herkes başak bir sebepten takılıyor bir şarkının peşine. neden acaba?
"İnsanların yolculuğa neden hep cam kenarını yakıştırdıklarını daha iyi anlarsın."
Sen anlatınca daha iyi daha güzel anladım. Susup, bir pencere araladım...
Yorum Gönder