Otobüste, sokakta, yürüdüğüm yollarda seni arıyorum. Nerdesin kimbilir, kimsin, ne yapıyorsun? Ne zaman kesişecek yollarımız ey sevgili? Sen de bu sorulara cevapsız mı kalıyorsun?
Neden yoksun söylesene; yaslanacak bir omuz, fırtınadan sığınacak bir liman ararken; yalnızlığıma iç geçirirken neden yoksun? Hani dünya küçüktü; dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşurdu hani? Biriktirdiğim bu bilindik cümleleri ne yapayım şimdi? Bütün bilmeceleri tek başıma çözemiyorum artık, gel ne olur…
Bütün bekleyişlerden sıkıldım; şarkılar söylüyorum bilinmezliğine. Hayaller katıyorum uzayıp giden melodilere. Şaşırdın mı? Evet, hâlâ hayallerim var! Ki onlar da olmasa, beni anlatmıyor bu şarkılar.
Bütün cümlelerimde hasret ayyuka çıkmış. Nasıldır bilir misin, bir bilinmeze hasret çekmek? Sahi sen de hasret misin acaba bir bilinmeze?
Yorgunum sorular sormaktan.
Sende yorgunsun belki, bilmiyorum?
Ama unut çocukluktan kalma tekerlemeleri.
Elma mı, armut mu farketmez; her nerdeysen, çık ortaya hadi…
Ağustos/2007
20 Ağustos 2007 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder