9 Mart 2011 Çarşamba
Bam Teli
Çok garip bir şey burada yazmak. Yüzünü hiç görmediğiniz, sesini hiç duymadığınız birinin yüreğine dokunuyorsunuz bazen. Kalkıp iki satır da o yazıyor size. Yazarken aklından hiç öyle bir şey geçmemişse bile, siz ağlıyorsunuz okurken. Üzülmesin diye ağladığınızı söylemiyorsunuz. Kaybettiğinizi sandığınız herhangi bir şeyi bulmuş kadar sevinirken ağladığınızı söyleyemiyorsunuz. Çünkü bazen her şeyi söylemeye gerek olmuyor. Hem belki o da ağladı ve size söylemiyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum:
İnan bende aynı düşüncelere sahibim.
Aslında sen düşündüklerini yazarak sızlayan ya da gülümseyen yürekleri çağırıyorsun.
Çünkü bazen her şeyi söylemeye gerek yok;hissetmek yeterli.
Ağladı belki de ve söylemiyor. İçine akıtıyor her daim..
İşte sorun da burada ya... Dokunmak,paylaşmak, anlamak, anlaşılmak, sevmek, sevilmek,birlikte sevinmek... Okumak,yazmak...
Bunları yapamayanlar ne yapsın? Haksız değiller kızmakta,susturmaya çalışmakta değil mi? Kıskançlık kötü be Parpali'm...
Ne güzel olmuş bloğun. Paylaş paylaşabildiğin kadar. Ağlayan sana ses etmez. Sen de etme. Bil ki sesler ölümsüzdür.
Bazen cidden denilecek her şey denmiş oluyor gelip gelip gidiliyor da iz kalsın diye 'bende de aynısı' demek gerekiyor:)
Bazen gerçeğe çok benzeyen bir şeye dokunmuş kadar oluyorum yazılan yorumlarda. Hayatın kendisi zaten bir masal, gerçeğin gölgelerini bile unutturdu zaman, hem de acımasızca.
Yorum Gönder