18 Ocak 2012 Çarşamba

Bal

Onu ilk gördüğümde yaz başıydı. Anneannem olsa, "domateslerin ilaçlanma zamanı" filan diye anlatırdı muhakkak. Ömrünü toprakla geçirmiş insanların zamanı tanımlama biçimleri öyledir çünkü. Oysa benim için, çoğu zaman manasız günlerden ibarettir hayat. O gün de öyleydi işte.
Oyun havasından hâllice bir şarkıyı, anlamsız bir yavaşlıkla söyleyen şarkıcılar gibi salınarak yürüyordum sokaklarda. Yürümek dediysem de, öyle hafife alma. Bu şehrin kalabalığında yol bulup da yürümek marifettir çoğu zaman. Daha fazla dayanamayacağımı anladığım zamanlarda hep olduğu gibi, karşıma çıkan ilk kitapçıya atmıştım kendimi. Hem raflar arasında dolanıp, hem kendine verdiğin "bir şey almayacağım" sözünü tutmak ne zordur böyle anlarda, bilirsin. O yüzden, özellikle alınacaklar listesindeki kitapların önünden geçerken, sadece uzaktan bakmakla yetinmiştim. İşte o kitaplardan birine hayran hayran bakarken ben öyle, bir el uzanıp aldı baktığım kitabı raftan. Elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi takip ettim kitabı, çizdiği şeklin, anlattığı şeye tıpatıp benzediğine inanan çocukların ciddiyetiyle bakan o yüze ulaşıncaya kadar. Bal rengi gözleri ve o gözlerin katıştırıldığı süt misali esmerlemiş tenini görünce, küçükken her öksürdüğümde içtiğim ballı sütleri mi anımsadım nedir, öksürdüm yine. Güldü... ve geçti.
Diyorum ya, onu gördüğüm ilk gündü bu. Sonra hep başka başka yerlerde, bazen gözlerini, bazen gülüşünü gördüğümü sandım. Belki her defasında daha az yanıldım, kim bilir. Ama bir daha hiç öksürmedim öyle.

11 yorum:

pınar dedi ki...

çok güzel yine.

Adsız dedi ki...

cok guzel fakat devamı var gıbı yada olması gerekır gıbı yarım kalmıslık var en guzel yerınde

Elifinelizi dedi ki...

çok ince ve gizemli

aksilaz dedi ki...

Devamı gelmeli.

Selamlar

Pilli Petro dedi ki...

seviyorum kız seni :))

Ateş Böceği dedi ki...

Bazı insanlar hani nasıl desem uğruna öldüğünü bile düşündürecek kadar yakınımız da ve fakat hiç yokmuş gibi uzağımıza düşerler..

Dün ben de Anzer balımsın sen benim dedim gülümsedi o an onun uğruna öle bileceğimi hissettim ..

beenmaya dedi ki...

gördün belki de. ama parça parça...

banu ( çifte kavrulmuş hayat) dedi ki...

tarifsiz yine...ne güzelsin sen..

laleninbahcesi dedi ki...

Tülay ne garip , olmadık zamanlarda bir bakış, bir gülüş, bir ufacık hareket nasıl iz bırakır insanda.
Bırakır bırakmasına da böyle güzel anlatılır bu...

Melange dedi ki...

keyifle okurken kitabimi elimden almislar gibi oldum..:) devami gelecek degil mi? :)

nil dedi ki...

bence en güzel yerinde bitmiş öykü, öyle güzel bitmiş ki, çocukluğun ballı sütlerinin masumiyeti bir tad olarak kalacak hep belleğimizde..