Arabalar yol yol edip eritse de; kar, hâlâ inatla yağmaktaydı. Otobüsün camına başımı yaslamış, gökyüzünden süzülen kar tanelerinin, yolda eriyip gidişini izliyordum. Arada bir açılan kapıdan ulaşan soğuğu hissettikçe, nasıl ineceğimi düşünüyordum. Oysa sabah çıktığımda, bu kadar dayanılmaz görünmemişti gözüme, soğuk.
Bir şarkı takıldı dilime. Yarım yamalak söylemeye çalıştığım zamanları anımsayarak mırıldandım. İçimden tabii. Her adımı temkinli atarak yürüyen insanları izledim. Hayata başka bir yavaşlık katmıştı kar. Biraz mecburi. Ama bir o kadar huzur verici.
Birikmiş işleri, hep yarına ertelenmiş cümleleri unutmuş, hayatın hiçbir telaşına aldırış etmeyen biri olsaydım ben de, o huzurdan istifade. Olabildim mi? Hıh, olabilir miyim sence?
25 Ocak 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Hayatın telaşı, gamı, yükü, kederi...
Ne mümkün sırtımızdan atmak, yüklendiğimiz semeri!!
Şimdi dökülüverdi gönlümden bu satırlar. Şiir yok diyordum ya! sanırım ara ara gelmekte.
Kar, nerdeyse bir metreye ulaştı burada ve ne yazık ki bugün ulaşım durdu, hayat durdu. Erteleyemeyeceğim işler var önümde ki telaşlı günlerimde. Ve düşünüyorum bende yol açılırda, yoluna girer mi telaşlarım.
Sevgiler Newbahardan
Yorum Gönder