1 Haziran 2010 Salı

Eylül

Yeri geldi diye ağlıyorum
yoksa hiç aklımda yoktu. /Yılmaz Erdoğan

Ben eylülde doğmalıydım. İncecik hırkalara sarınırken, ilkbahar ve yazda hoyratça kullanılmış ruhlar. Kış şehrinin uzağında bir sahil kasabasında, unutulmuş bir şarkıya eşlik eder gibi salınırken ağaçlar. Ve dallarından, her ne kadar imkânsız olduğu bilinse de, yine de zamansız sayılacak ayrılıklar gibi, teker teker dökülürken yapraklar.
Ben eylülde doğmalıydım. İlkbaharda adımlamaya başlamalıydım zamanı. Yazın laciverdine yetişebilmeliydim. Daha bir hazırlıklı olurdum o zaman, yaşayacaklarıma. Oysa bir kış çocuğuyum ben. Ne kadar sıcak olsa da hava, çare bulamıyorum işte, içimde kopan o zamansız fırtınalara...

3 yorum:

Newbahar dedi ki...

zamanında doğan var mıdır acep?..

istediği mevsime el veren, istediği günde dirilen yahut güne yüz çevirip ölen...

Sanırım sorsalardı Eylül sabahı doğup, eylül akşamında gitmek istedim...

Kış güneşine kalmadan, sımsıcak.

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Biliyor musun?
Ben de bir kış çocuğuyum, hem çok çetin bir kış günü çocuğu.
Bu yüzden dir benim de fırtınalara dur diyemeyişim.
Yüreğine sağlık.




www.hayatizlerim.com

nil dedi ki...

"Ey ışık ayı gönlübol Eylül
Doğuda bekle bizi perdeli kentte."

C.S.