Bir soru soruyor sınıfa, sanki yürüdüğü taş zeminden okuyormuş gibi, başını hiç kaldırmadan. Cümlesini bitirdiğindeyse, soru işareti şekline bürünen gözlerini, havaya kalkan parmaklara yöneltiyor.
- Erkan, sen söyle.
- Serkan ben öğretmenim.
Serkan, artık bunu alışmış bir tavırla söylüyor. Zaten konuşmaya, hep bu cümleyle başlarmış gibi.
- Evet, Serkan... söyle.
İlerleyen günlerde, ikizleri birbirinden ayırt edebilmek için, önlüklerinin yakalarına, isimlerinin baş harflerini işletiyor öğretmen. Niye karıştırıyor birbirine, hiç anlamıyorum. Onlar aslında hiç de benzemiyorlar. İlk tanıştığımız zamanları düşünüyorum sonra. Hangisi Erkan'dı, hangisi Serkan bir türlü karar veremediğim için, isimleriyle hitap edemediğim zamanları.
Biliyor musun, aslında bütün insanlar, ikiz kadar benziyorlar birbirlerine. Tereddüt etmeden hitap edebilmek için, biraz zaman geçirmek gerekiyor sadece...
21 Ocak 2011 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
hem aynıyız hem de bir o kadar farklı...
İsimler bazen ne yakışır yine de. Sanki sadece o'nun ismi o olmalı diğerleri sildirmeli ismini. Aklıma bir isim getirdin:) O nedenledir böyle demem.
Sevgiler sana.
Cümlelerini,kelimelere yüklediğin anlamları çok seviyorum.
Yorum Gönder