Daha iki yaşındaydı. Ortalıkta dolanırken çarptığı kahve fincanı yere düşüp, sağa sola savurdu telveyi. Annesi dökülenleri temizlerken onu izliyordu merakla. Bir kuyunun başındaymışçasına uzağında durmuş, ıslak koltuğa bakıyordu, her şey temizlenip toparlandıktan sonra. "Ne olmuş kızım oraya?" diye sordu annesi. "Düştüüü" dedi. "Kim yaptı kızım, kim düşürdü peki?" "Ben, beeennn"
Bir çocuk edasıyla bütün suçlarımı kabullenebilirim ama, birilerinin sadece doğru olabileceklerini düşünmesini kabullenemiyorum. Kafayı koyduğumuzda düşünceleri emen yastık çeşitleri olmalı mutlaka. Hem olan bunca şeyi açıklığa kavuşturabilecek, hem de sorgulamalarıma son verebilecek tek şey o nihayetinde.
2 Eylül 2010 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
en iyi düşünceler geceleri gelir ama. bu tarz bir konforu ister miydin gerçekten?
Aslında kendimi yargılayabildiğim, hatalarımı görüp kabullenebildiğim ve ancak böyle yaparsam yaşamaya devam edebileceğimi düşündüğüm için hep mutluluk duydum, evet. Ama işte... bazen düşünmekten yoruluyorum. Yaşanan yaşandığı anda kalsa, unutsam gitsem sonra diyorum... olmuyor.
Yorum Gönder