24 Kasım 2010 Çarşamba

Ah

Birine seslenmenin en içten hâli, neden adının önüne getirilmiş iki harf olsun ki? Ama öyle. Söyleyecek çok şeyi varmış da, bir türlü başlayamıyormuş gibi ortaya atılan; ya da içinden geçenleri, başkası ortaya döktüğünde, incecik, yumuşacık bir sesle, küçük bir çocuğun yanağına dokunur gibi söyleniveren, o kısacık kelime. Bilmiyorum, ne kadar zamandır benim için bir acıyı ünlemiyor. Ne kadar zamandır birinin bana böyle seslendiğini duyduğumda, içimde bir şeyler, yerinin aslında orası olmadığını hatırlıyor. İnsan bile bazen susmayı biliyor ama, bazı kelimeler, bunca kısayken hem de; bilmiyor...

4 yorum:

zuzuların annesi dedi ki...

Ve bu kısa kelime, aslında ne uzun anlamları taşıyor...

novella / विश्व dedi ki...

sadece bir ah düşündüm parpali, ünlemsiz bir ah...

Profösör dedi ki...

Bir ah çeksek de karşıkı biloglar yıkılsa..

Adsız dedi ki...

Ah Belinda !
:)