23 Ekim 2008 Perşembe

Hüzün kovan kuşu geldi

Posta kutusundaki faturaların arasından aldım zarfı. Öyle güzel bir zarftı ki. Eve girer girmez koltuğa oturup okumaya başladım, çok uzun olmayan mektubu.

Çiya’dan beklediğim mektup gelmişti sonunda. Aslında ta yaz başında gelmesi gereken bir mektubu vardı. Gelmesi gereken diyorum çünkü, göndermesi için amcasının oğluna verdiği mektubu, yollamamış amca oğlu. Ben mektubun gelmediğini söyleyince, yollarken bir yanlışlık olup olmadığını sormuş o da haliyle. Yanlışlığa gerek yokmuş zaten. Mektup yollanmamış çünkü. “Yalan söylüyorsun, Tülay ablan’a yollamıyorsun o mektubu” demiş. Aralarında çok yaş farkı olduğunu sanmıyorum. Daha o yaşında bunları düşünüp, böyle davranmayı hak sayıyor kendine. Çiya bana bunu anlattığında, ne desem, ne yapsam bilemedim. “Boşver” dedi o. Nasıl bir “boşver” deyişti bu? Gelecek için kendine çizilmiş yolu kabullenmiş birinin “boşver” deyişi mi, yoksa kim ne yaparsa yapsın, kendi yolundan vazgeçmeyecek birinin önemsemeyişi mi, henüz çözemedim.

Babası, kısıtlı imkanlarına rağmen kızının okumasını istiyor. En azından şimdilik bu böyle. Yazın kavuran sıcağında, kız çocuklarının kısa kollu giysilerle dolaşmasını “ayıp” sayan bir ortamda, bu bile önemli bir adımdır aslında. Ama gelecek günler ne gösterir kim bilebilir ki?

Bana yazdığı mektup dışında iki mektup daha vardı zarfta. Biri Gülüş ablasına, diğeri Aysun ablasına. Ona yolladığımız paketin kimlerin yardımlarıyla hazırlandığını yazmıştım ona. Her şeyi ben yapıyorum sanmasın diye. Gülüş de yolladığı paketin içinde mektup yollamış ona. Çok mutlu etmiş bu onu, belli. İki ablasına da ayrı ayrı yazmış teşekkürlerini.

Bugün pek iç açıcı bir gün değil aslında benim için. Aklıma getiriyorum Çiya’nın yazdıklarını. Güç topluyor, o kadar da kötü olmadığımı düşünmeye çalışıyorum. İnsan tutunacak bir dal arıyor böyle zamanlarda. Ben buradayım diyor o mektup. Buradayım…

Not: Ben aslında birşeyler okurken müzik dinleyemem. Aklım dağılıyor çünkü. Ne zaman bir yazıda müziğe rastlasam; önce müziği kapatırım ki yazıyı sakin kafayla okuyabileyim. Sonra müziği dinlerim. Ama bugün, hem ben de denemek istedim müzik eklemeyi, hem de bu şarkıyı çok yakıştırdım yazdıklarıma. Ben severim bu şarkıyı. Umarım siz de seversiniz…

Ekim/2008

0 yorum: