Vapurun üst katında bir cam kenarına, gecenin kuytuluğunu giyinmiş şehrin, denizle sarmalanmış yanına yasladım başımı. Işıl ışıldı vapurun içi. Kulağında kulaklıklarıyla, hangi şarkıya eşlik ettiğini bile bilmediğim, birini izliyordum camdaki yansısından. Bazen hafifçe yukarı kaldırıyordu başını. Üzerinden çok zaman geçmiş, ama yine de duyulmasıyla eski bir ânı hatırlatmaya yetmiş bir şarkıydı belki dinlediği. Hafifçe eğilmişken ellerine; görüntüsünün yansıdığı camın ardında dalgalanan, laciverdimsi suyun yüzeyine çıkmış gibi, "her şeyi ardımda bıraktım" der gibi kaldırıyordu başını. İşte o an, kendimi görünmez sanmama yarayan camın rahatlığını yerle bir etti, başını hafifçe yana çevirdiğinde, yüzünde ışıldayan o belli belirsiz gülümseme. Sınıf listesinden rastgele seçilecek olmasına rağmen, yine de eğilip bükülerek, sözlüden saklanabileceğini sanan bir öğrenci gibiydim. Biliyor musun, bazı şeyler hiç değişmiyordu. Ne zaman adın söylense, "ben mi?" diye gereksiz bir zaman kazanma çabasıyla kıvranıp durmuşsan geçmişte, yıllar sonra bir gün, yine, aynı sancılı ânları yaşıyordun, hem de adın söylenmese bile.
Buradan bir öykü çıkar...devam etmelisin(bence). Ben vapurlarda ( ki artık İzmir'de vapur keyfi de kalmadı ; İstanbul'un sürat teknelerinin benzerleri bastı körfezi) eskiden de kıç kısmına giderim.Kimse olmaz ya...Köpüren denizi , kuduran suyu , girdapları izlerim.Bir sigara içerim , martıların bayrak direğine attıkları sarma ve taklaları da...Sigara biter doğru yukarı çıkarım.Bir insan seçerim ve izlerim...sıkılırsam bir insan daha , sonra bir yarım...Çeyreğe vakit kalmaz.
Bazen soluklanmaya, bazen de biriktirdiklerimi anlatmak için soluk soluğa geliyorum bu sayfaya. Yazarken barışıyorum kendimle. Ve gerektiğinde, ardımda kalanlara yabancılaşıyorum. Birilerinin okuduğunu bilmek, kimi zaman utandırıyor beni. Kimi zaman da söylediklerimi cümle âlem duysun istiyorum, bir tellâl gibi. Harflerim ekranda anlamlı-anlamsız izler bırakıyor... Ve ben, tüm bu izleri seviyorum...
Tülay Şahin
Bu aralar okuyorum.
Öyle Miymiş? / Şule Gürbüz
Bu aralar izledim./Bale
La Corsaıre
Bu aralar izledim./Tiyatro
Tesir / SBR Tiyatro
Bu aralar izledim./Tiyatro
Grönholm Metodu / Ankara DT
Bu aralar izledim./Tiyatro
İkinci Bölüm / DT
Bu aralar izledim./Tiyatro
Cyrano / Şehir Tiyatroları
Koyverdun gittun bizi...
Elbette mümkün değil ama, her şey gönlünüzce olsun. Neden olmasın? Kazım KOYUNCU
İyi dilekler
Yüzüne bakıldığında neden hapşıramaz insanlar, bilmiyorum. Ama hapşırdığımda, "iyi yaşa" demeden çevremdekiler, bir alacağı tahsil eder gibi, gayet ciddi bir ifadeyle, "sen de gör" demekten mutlu oluyorum. Ve aynı anda yüzlerine yayılan, bazen mahcubiyetle karışık, bazen hınzır bir çocuğu andıran o gülücüğü görüp, onlara eşlik etmekten. Şu hayata inat, seviyorum iyi dilekleri ben.
O yüzden diyorum ki sana, güzel olsun her şey... hatta çok güzel olsun. Ama kötü de olsa yaşananlar, bıkma yine de anlatmaktan. Sen anlat ve her şey buhar olup uçsun.
Maviyi, yeşili, yaz akşam üzerlerini... İstanbul'u, Giresun'u ve deniz kenarlarını... dilediğimde yalnız kalabilecek kadar uzak, gerektiğinde, elimi uzatıp, kalabalığa karışacak kadar yakın; her ayrılıkta hüzünlenip, dönüşünde çocuklar gibi mutlu olduğum bu şehirde yaşamayı... kitapları, dostları, içten gülümseyen insanları... müzik dinlemeyi, umut etmeyi, insanları sevindirmeyi... hayâl kurmayı, mektupları, yolculukları... hatta, hatta yalnızlığımı...
3 yorum:
bazı şeyler hiç değişmiyor sahiden biz değişmediğimiz, değişemediğimiz müddetçe...
yazılarındaki anlatıma hayran kalmamak mümkün değil..
Buradan bir öykü çıkar...devam etmelisin(bence).
Ben vapurlarda ( ki artık İzmir'de vapur keyfi de kalmadı ; İstanbul'un sürat teknelerinin benzerleri bastı körfezi) eskiden de kıç kısmına giderim.Kimse olmaz ya...Köpüren denizi , kuduran suyu , girdapları izlerim.Bir sigara içerim , martıların bayrak direğine attıkları sarma ve taklaları da...Sigara biter doğru yukarı çıkarım.Bir insan seçerim ve izlerim...sıkılırsam bir insan daha , sonra bir yarım...Çeyreğe vakit kalmaz.
Yorum Gönder