Eskiden daha uzun sürerdi memlekete gidişlerimiz. O uzun yol, git git bitmez, çocuk canımızı çok sıkardı. O yolculuklar abur cubur yemek için bir açık biletti bize göre. Ve bu durum, bizim için yolcuğu daha keyifli kılar, annemi de bizim yaramazlıklarımızdan kurtarırdı. Zordur çünkü uzun yolculuklara çocuklarla çıkmak. Ayak dibine yatırılırdık geceleri. Son saatlere doğru ise artık çekilmez bir çile olurdu. Hem özlediklerimize kavuşmak için sabırsızlandığımızdan, hem de çocuk potansiyelinin o kadar oturup kalmaya artık abur cuburla bile dayanamamasından.
Hatırladığım en kötü şey ise sigara içilmesiydi otobüste. Kabus gibiydi. Nasıl dayanıyorduk aklım almıyor şimdi.
Dönüş yolculuğumda, arkamdaki koltukta, onun yaşlarındaki halimi hatırlatan ama işi daha da abartmış bir ufaklık vardı, annesiyle birlikte. Otobüsün kalktığı ilk dakikadan itibaren, bulduğu herşeyi yedi çünkü, annesinin uyarılarına aldırmadan. Üç kişi yolculuk ediyorlardı ve bir diğeri benim yanımda oturan hanımdı. Ben defter çıkarıp birşeyler yazmaya başlayınca, tuhaf tuhaf bakmaya başladı bana. Ne olduğuna, ne yaptığıma anlam veremedi bir türlü. Dönüp, “zaten ipod’um bozulmuş. Bırak da bari rahat rahat içimdekileri yazayım.” demek istedim bir an. Ne kadar kaldığını soracak kimse de yoktu yanımda. Ve o yaşları çoktan geçmiştim zaten. Anneme sorardık son saatlere doğu. “Ne kadar kaldı anne?” diye. Annemin cevabı hep aynıydı. “Az kaldı.” O cevabın heyecanıyla, biraz zaman daha idare eder, sonra yine sorardık. “Ne kadar kaldı anne?” Tabi ki az kalmıştı yine. Camdan dışarıya bakmamızı salık verirdi bize. Ama geçmezdi zaman bir türlü. Her yaz başı aynı şeyleri yaşayarak memlekete varır, yaz sonu da tatili sonlandırarak geri dönerdik.
İnsan kendini neye hazırlarsa, işin o kadarı gözüne gelmiyor. 6 saatlik yolculuklara “öf, püf” ediyordu Gülüş, Çanakkale dönüşü için. Ben 14 saat yol gidip gelmiş biri olarak sızlanmadım hiç. 6 saat sürüyor olsa çok çok da mutlu olurdum, o ayrı tabi. Mesafeler uzun da olsa, kimi yolculuklar eskide de kalsa, güzel şey yollarda olmak. Güzel şey, yolculuklarla yeni şeyler kazanmak.
Temmuz/2008
15 Temmuz 2008 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder