11 Eylül 2008 Perşembe

Ablama

On sene önce bu zamanlar, işine ve çalışma hayatına alışmaya çalışan üç aylık bir eleman, bir küçük çocuktum ben. Ne kadar sıkıcı geliyordu ilk zamanlar. Birbirimizi tanıdık sonra. Oturup sohbet etmeye, birşeyler paylaşmaya başladık. Çok fazla gülüştüğümüzde oldu, birbirimize kızıp küstüğümüzde. Bir insanla tartışmanın, onu sevmediğin anlamına gelmediğini o zamanlar anladım ben.

Çok şey öğrendim senden. Hem meslekle, hem de hayatla ilgili. Evliliklerin sadece mutsuzluk ve umutsuzluk olmadığına inandım, sizin evliliğinize baktıkça. Bir de küçük kızın vardı, o genç yaşına rağmen. Şimdi kocaman bir genç kız oldu o da. Aşık olduğuma da tanık oldun, o aşkın acısını yaşadığım zamanlara da. Çok tatlı yedik beraber, çok da rejim yaptık sonra. Pazartesi günleri haftasonundan bahsederken de, duraklamadan çalışıp iş yetiştirirken de aynı güzellikte geçerdi zaman.

Dün, uzun zamandır görüşmemiş olmanın yüklediği özlemle, tüm bunları düşündüm. Şimdi tek başıma çalışıyor olmama hüzünlendim. Eksik ve yalnız hissettim kendimi. Herşey zamanında mı güzeldi, yoksa şimdi de olsa, aynı güzellikte kaldığı yerden devam mı ederdi bilmiyorum? Ama ben iyisiyle, kötüsüyle yaşadığım her şeye “iyi ki” diyorum. Ve iyi ki seni tanıyorum…

Kız çocuğu

0 yorum: