28 Mart 2010 Pazar

Ah bu şarkıların...

Dün o şarkı çalındı kulağıma, aylardan sonra ilk defa. Ve beni yine alıp götürdü, karşılıklı oturduğumuz o masaya. Tam da söylediklerimin üstüne çalmaya başlamıştı da, sen şaşkın, gergin gülümseyerek, kasıtlı mı yapıldığını sormuştun bana.
"Olmaz bir tanem, olmaz sevdiğim..."
Ben ne zaman "olmaz" desem yanında almıştım soluğu. Belki de bu yüzden daha başlamadan gelmişti bizim hikâyenin sonu. O şarkı, şimdi üzerinde çıkmayan bir lekesi olan, sevdiğim bir kıyafet gibi. Atsam içim el vermiyor, giyeyim desem, o leke gözüme batıyor. Söylesene, anıların lekesi, neden en çok şarkılara siniyor?

0 yorum: