5 Mart 2010 Cuma

Her zamanki gibi başladım; seviyor, sevmiyor...



Yaprakları rüzgârda savrulup dökülmeden toplasaydın o gelincikleri. Ve papatyaların yaprakları kadar sevebilseydin beni. Gerek duymasaydım ben de, papatyadan fallara. Gönlündeki nasırlara inat uzattığın ellerin dolanırken saçlarımda, yok olsaydı suskunluğum. Gözünden süzülmese de damlalar, inanırdım o zaman içindeki yağmura. İnanabilirdim her şeye, sen anlattığında.
Oysa ne gelincikler var şimdi ellerimde, ne de papatyalar saçlarımın arasında.
Gönlüne yağdı mı bilmiyorum ya, benim üzerimden hiç eksik olmadı o kara bulutlar. Yağmura gülümsemeyi ve papatyaları koparmamayı öğrendim yokluğunda, "seviyor" çıkacak olsa bile bütün fallar.

0 yorum: