24 Haziran 2008 Salı

Güzel şeyler...

Güzel şeyler yazmak istiyorum. Aşktan bahsetmek mesela. Mutlu sonlar yazmak, ilginç tesadüfleri, mutlu insanları, gülen yüzleri; memleketimi, çağıldayan deresini, uçsuz bucaksız denizini, yeşilini, gökyüzünün mavisini, yaylasının bulutlara yakınlığını anlatmak istiyorum. Ve yeniden hatırlamak istiyorum kimi şeyleri.
Fındık topladığım, bana özel yapılan o küçük sepeti, topladıklarımı taşıdığım o küçük şeleği görüp, harmanın başka bir yerinde kendime oluşturduğum fındık yığınını hatırlamak. Ve dedemin, nereden, ne kadar fındık çıktığını bilmek için yaptığı hesabın aynını, benimde bir deftere yazdığım zamanları. O defteri bulduklarında ne kadar güldüklerini. Ailenin bütün çocuklarının uğrak yeri olan, odanın kapısındaki salıncakta, gece-gündüz demeden keyifle sallanışımı. Bahçede kaynağından buz gibi su içmeyi, dalından meyve koparıp yemeyi, musluktan da su içilebileceğini, akşamın o yoğun sessizliğini. Zorlu yollarıyla baş etmeyi öğrendiğim ormanda, düşe kalka mantar aramayı. Yağmur sesini dinleyip, toprak kokusunu içime çekmeyi. Hayatımızdan eksilenleri, yokluklarından oluşan büyük boşlukları. Çocukluğumdan gelen alınganlığımı bilenlerin, benimle uğraşmayı nasıl eğlenceleri haline getirdiklerini. Nasıl da çabuk küstüğümü, bir köşeye çekilip kimseyle konuşmadığımı.
Köye ilk gelindiği gün, bahçeye girilirse havanın çarpacağını, taze fındığın çok fazla yenilmemesi gerektiğini, bildiğim tüm yemekleri. Uzaklardan seslenene “ey” (cevap) vermeyi, “annağa gelmeyi”(görebileceğim bir yer).
Hatırlamak, anlatmak ve yeniden yaşamak istiyorum. Bunun için de gitmek için gün sayıyorum. Güzel olan birçok şeyle dönmek için…

Haziran/2008

0 yorum: