19 Haziran 2008 Perşembe

Giden, döner elbet...

Ayrılmak ne zordur. Sevgiliden, kıymetli bir dosttan, yakın bir arkadaştan, aileden, sevdiğin herhangi bir insandan. “Keşke gitmese” demek, giderken dönüşünü de planladığını bilsen bile. O yokken eksik kalacak şeylerin, geçmeyecek zamanların, “ne gülerdik buna” deyip, yokluğunu hissetmenin kasveti çöktüğünde üstüne, keşke burada olsaydı demek.
Sevmek ne büyük risktir aslında değil mi? Nasıl da cesaret ister. Korkuları alt edebilmek, sorulardan vazgeçebilmek ister. “Ya giderse?” Giderse birgün, alıştığımız onca şeyin anısını ve yalnızlığı bırakarak bize. Çok uzaksa gideceği yer, dönemeyeceği kadar; ya da sadece fikren uzaksa, aslen uzak sayılmayacak kadar. Esas olan yalnızlıktır her durumda. Onsuz tadı olmayacak yaşanacakların yansımasıdır, arta kalan boşluktur. El sallamak dağıtır mı dersiniz bu hüzünleri? Gözünden akan yaş söndürür mü özlem ateşini?
Dilerim, ucunda kavuşmalar olan ayrılıkların zorluğu olsun, bizi yoran. Gidenler dönsün yolculuklarından. Ve tamamlasınlar eksik kalanları, bize anlatacaklarından.

Haziran/2008

0 yorum: