Gözlerimin bir noktaya dalıp gitmesinden daha keyifliydi, bardağın üzerine çıkmış çay çöpünde misafir beklemek. Kimi uzun, kimi kısa boylu olurdu ve çay kaşığıyla toplanırdı biraz uğraşarak. Masanın üzerinde yerini alırdı sonra, kimliğini hiçbir zaman açıklamayarak.
Bu sabah kaşık yoktu fincanımın yanında. Hele çay çöpü... Hiç. Çaresiz daldı gözüm, balkonun kapalı panjurlarına. Yudum yudum içtim evin sessizliğini. Ellerim birbirine sığındı. Dünden kalan bir şarkı mırıldandım yalnızlığıma.
Alışkın adımlarla yürüdüm sokakları. Durakta beklerken güneş gülüyordu gözümün ta bebeğine. Ben gözümü açamadım. Oysa o eğlenir gibiydi bu halimle. Dalıp gitmemek için herhangi bir noktaya, başımı kaldırıp bakmaya çalıştım yüzüne. Gözlerimi kırpıştırdım sevinerek. Güne böyle başlayabilirdim her sabah; işte böyle güneşe yenilerek.
23 Mart 2010 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
iste bende her sabah gunese yenilerek uyanmak istiyorum.. yuregine saglik, sevgiler..
sen deyince fark ettim, bende bu sabah güneşe yenilmişim...
Şiir gibi olmuş..
Çok ama çok güzel yazıyorsun Tülaycım...
Eline sağlık....
Yorum Gönder