14 Kasım 2007 Çarşamba

Bugün güzel bir gün olsun

Deliksiz uykulara hasret gecelerde, kapı önünden, evin yolunu geç tutanların sesleri doluşur bazen odaya. Sadece karmaşa içinde sesleri duyarsın, ne konuşulduğunu bilmeden. Bu sessizlik ne güzel. Böyle sessizliklerde, çığlık çığlığa bağırdığını hayal edersin hep ama, şu an sessiz kalmak en güzeli.
Saçma sapan rüyalar girmiş uykuna. Neredeyse ömründe var olan bütün insanlar sözleşip, bir akşam buluşmuşlar gibi, hepsini birlikte görmüşsün. Özlediğinde var içinde, “şimdi bu da nereden çıktı?” dediğinde. Hepsi bilinçaltından birer birer yüzeye çıkıyorlar bu gece. Sevdiklerin, nefret ettiklerin, üzdüklerin, seni üzenler, ihmal ettiklerin, seni ihmal ettiğine inandıkların.
Çocukluğunun o kocaman bahçesinde top oynarken, aşağıdaki boşluğa düştü sanıp, “eyvah!” diyene kadar, bir daire çizip geri gelen topa şaşırdığın kadar, şaşırıyorsun, rüyana giren genç, çocuk yüzlere.
Dibinden balını emdiğin bahçenizdeki çiçek geliyor aklına, adı gelmesede. Yan komşunuzda içtiğiniz çaylar, alt katınızda oturan, matematik dersi aldığın abinin, ders bitimi ödül diye verdiği, ama asla yiyemediğin ağır nane mentollü şekerler.
Hala gördüğün o bahçede, o beyaz çiçek yok. Tıpkı artık İstanbul’da olmayan o komşularınız gibi. Başka yerlere göç etmiştir belki; ilkokulun yarısında, başka bir şehre çok üzülerek gönderdiğin arkadaşın gibi. Nerdedir kimbilir, ne yapıyordur acaba? Hatırlıyor mudur o da, pikniğe gitmek için hevesle bekleyişinizi boşa çıkaran o sevimsiz kıza, nasıl sinir olduğunuzu. Sen hatırlıyorsunda, hatırlamak marifet mi, onu bilmiyorsun galiba.
Gece sessiz sessiz ilerliyor. Karanlıkları ardında bırakarak bir gün daha doğacak ufuktan. Nasıl olacağı belirsiz senin için henüz. Her şeyi kayda alan aklın ve kötülüklere yer bırakmamaya çalıştığın kalbinle; diliyorsun, umuyorsun ve söylüyorsun.
Bugün, güzel bir gün olsun…

Kasım/2007

0 yorum: