Bir otobüs durağında, uzun zamandır beklemekteyim. Ya çok erken gelmişim, yahut bir o kadar geç. Az ilerideki yaya geçidinin, tek ayağı havada çocuk resimleri üzerinden geçen insanları izliyor, güç almaya çalışıyorum onlardan. Herkes bir şekilde yaşıyor işte, diyorum kendime. Bir çıkar yol bulunuyor.
Hava birazcık bulutlu. Kendini bir türlü unutturmayan o yalnızlık duygusundan arınarak, ılık ılık esen rüzgarla ferahlatmaya çalışıyorum içimi. Sokakta oynamanın tadına varabilen, yaygaracı birkaç çocuğun bağırış seslerini dinliyor, tam karşımda duran, eski, yıkık telefon kulübesine bakınıyorum. Bir yerde olmalı elbet. Mutlaka bir yere saklanmış olmalı. Ama ne hikmetse, geçip giden şu koca senede de bulunamadı...
(Siz bu satırları okurken, ben Van'a doğru yola çıkmış olacağım. Dilerim mutlu başlar bu yıl. Ve öyle devam eder.)
Not:
Yağmur kız...
mavi bir gökyüzünde, kocaman beyaz bulutlar dolanırken, içimizi ısıtan aralık güneşi...
Doğum günün kutlu olsun. Çok çok mutlu ol, olur mu?
His
8 saat önce