20 Aralık 2009 Pazar

Gülümse, hadi gülümse

Diğerlerine oranla boş sayılacak bir otobüsün orta kısmında, aralı camdan yüzüme ulaşan, şefkatli yağmur damlalarına ve acımasız rüzgâra teslim etmiştim kendimi. Akşamın karanlığında, camda belirginleşen yorgun yüzlere ve ince bir buharla silikleşen caddeye bakıyordum.
Sokakta kendi kendine yürüyebilmenin tadına yeni varabilen bir çocuk, endişeli annesini de ardından koşturarak, ana caddeyi adımlıyordu. Sonra kadın, son saniyelerine yaklaşmış kırmızı ışığı farkederek, çocuğu kucağına aldı. Her geçen saniye biraz daha hızlanarak karşı kaldırıma doğru ilerlerken, çocuğun havaya kalkmış elinin işaret parmağı, orkestra şeflerinin gülünç taklitlerini andırıyordu. Güldüm... Ve biliyorsun gülmek, insana hep iyi geliyordu.

2 yorum:

Zeugma dedi ki...

:)
Elbette ki öyle. Ben bunu çok yaparım. Yaşam içinde ilerlerken küçücük bir kare bana da çok komik gelir bazen.

Dalgınlıksa hepimizin başında.Çoğu zaman bir refleksmişcesine edinilmiş bir alışkanlıkla yapıyoruz birçok şeyi.

İçindeki tüm başlangıçlara yetecek o enerji hiç bitmesin. Hayata gülümsetsin seni hep böyle..

Newbahar dedi ki...

Tuvalinizee resmettiğiniz küçük bir resim ama öylesine büyük anlam taşıyor ki dikkat çekmemesi olanaksız.
Belkide böylesi bi resmi çizebilmek için, önce görmek gerek. Bakmak kolaydır ama ya! görebilmek!!...
Gören gönlünüze selamlar o zaman...