21 Aralık 2009 Pazartesi

Yak bir sigara, kül olsun dertler ucunda

Gözüm, sadece bir nefes alabildiğim ve o andan itibaren, yavaş yavaş eksilişini izlediğim sigarada; kulağım, otuz kadar kişinin doldurduğu odaya yayılan, yaşanmış bir şeyleri anımsatan o türküdeydi. İçmeyi bilmediğim ve beceremediğim, ve üstüne üstlük, kokusundan da nefret ettiğim halde, bazı zamanlar, saçma bir özlemle doluyorum sigaraya karşı.
Belki de görücü usulü evlilikler gibiydi onunla ilişkim. Ortak yanlarının olup olmadığı sorgulanmaksızın, ailelerin birbirlerine uygun gördükleri gençlerdik biz. Belki boylarımızdı uygun olan, belki de işlerimiz. İşte tam o kıvamda yakışıyordu sigara, içimdeki kedere.
Kimsenin yadırgamayacağı bir efkâr terimi olmasına rağmen, öyle sevimsiz ve öyle aldatıcı bulurum ki ben onu, o an elimde sigara ile oluşturduğum görüntüye, alaycı bir gülüşle olmazlanışım da bundandı belki de.

1 yorum:

aa dedi ki...

'görücü usulü evlilik'.. güzel tanım; aynen öyledir ve er-geç dayakla biter sonu, hem de en temizinden. mesafeli/alaycı bakışın hayra alâmet, bu ara manidar türkülere biraz ara vermek lâzım yalnız..