17 Şubat 2012 Cuma

Göğe bakma durağı*

Dışarı çıkan insanların aklını evde unuttuklarının ispatıymışçasına soğuktu o gün hava. Bizse, şairin de böyle, kelimelerin gülüşlere sığındığı bir günden mi bahsettiğini bilemeden, ama yine de o şiire nazire edercesine bakıyorduk gökyüzüne. Aramızda, bir şehri başka bir şehre ulaştıracak kadar uzun bir mesafe.
Beceriksiz bakışmalar ve elini kolunu nereye koyacağını bilememelerin ardından, hani oldu olacak deyip "en iyisi kucağında dursun"u düşünmeler birdenbire. Ve sonra, gözlerinin eş anlamlısı birer kelimeymiş gibi ceplerinde duran ellerini, gelen çayların ince beline düğümlerken, hiçbirini aklından geçirmemişsin gibi gülümsemeler öyle.
O kadar uzun zaman oldu ki unuttum, bir insana nasıl anlatılır bütün bu olanlar. Belki de bu yüzden oturup düşünüyorum şimdi, şu sabahın kör vaktinde. Perdelerin ardından süzülen ışığın isteyeceği ilk şey oymuş gibi, taze demlenmiş çay kokusu sarmışken evin her köşesini, oturup böyle anıları anlatmaya çalışmak öyle kolay değil. Ama işte, insana her şeyi yaptırabilecek anlardan biri sarhoşluğuysa eğer, diğeri kesinlikle böyle bir kokuya denk gelmektir bir yerde. Bunu herkes bilmez... zaten bilmesin de. Ama sen bil! Çünkü ben ne zaman adını duysam bir yerde, hep gökyüzüne bakıyorum, aradan onca sene geçmiş olsa bile.

*Turgut Uyar

9 yorum:

annemahsustan dedi ki...

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım

laleninbahcesi dedi ki...

Canım Tülay,
işte bazen kelimeler böyle kifayetsiz kalır.Anlatır anlatır anlatamadım sanırsın.

Ayşegül'ün yazdığı şiire de bayıldım ayrıca...Göğe bakmak geldi içimden.

KELİMELER DÜNYASI dedi ki...

Nasıl anlatılır bütün bu olanlar?İşin içinden kendimi çıkarıp baktığımda bile şaşırıp kalıyorum oysa ben yaşamışım bunları..Öyle yarım, öyle eksik, öyle buruk hatırlıyorum..Untmak ne mümkün...Göğe bakıyorum ben de herşeyin sonunda gülümsemeyle...

nil dedi ki...

duraklar bunun için değil mi zaten, koşuşturmanın içinde bir an durup hatırlamak için..

buraneros dedi ki...

Masaya dayanmış avucuma çenemi tutturdum, o an farkettim ki kelimelere bakmıyor apaçık görüyordum. Yine enfesti... alkışladım:))

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

"Ama sen bil, ben ne zaman adını duysam bir yerde, hep gökyüzüne bakıyorum, bunca sene sonra bile."
Bu cümle vurdu beni, şu soğuk kış gününde ...
Kalemine sağlık ...

N.Narda dedi ki...

Hatırlama adını,bunca sene sonra bile.Bırak gitsin,yeterince sende kalmıştır zaten...Yeni duraklarda bak göğe...

beenmaya dedi ki...

aklımdan bugün benim cümlelerime dair yüzümü, yüreğimi kızartacak güzellikte bir yorumda bulunan buraneros bu cümleleri okudu mu ki, eğer okumadıysa neler kaçırdığının farkında mı ki vb sorular geçti yazıyı okuduktan sonra...

yorumlara bakınca gördüm ki asıl ben geç kalmışım buradaki kelime canbazlığına...

sana gelince parpali sen yazdığında ben yazmaktan utanıyorum...

Emrah Ateş dedi ki...

bazen yazdıkların kötü bile olsa, keşke bana yazsa diyorum şu kız.

sonra da diyorum ki; olsun yine de iyi ki sevmişim seni.