20 Ağustos 2009 Perşembe

Rüya

Şiir gibiydi adamın kahverengi gözleri. Şiir gibi, içinde saklananların özetiydi. Okudukça içini yakıp geçen kelimeler gibi, nakış nakış işliyordu duyguları. Gözünün içine içine bakıyordu. Kovalamaca oynarken, hiç yakalanmayacakmış gibi kaçar ya hani insan, bir duvara sıkışana kadar... İşte öyle kaçıyordum bakışlarından. Kendimi huzurlu bir resimde düşlüyordum yakalandığımda.
Bir çardak altında oturmuşum, ufkun kızıllığa boyandığı bir vakitte. Rüzgarın taşıdığı hanımeli kokularının sarhoşuyum. Rüya bu ya, içimdeki bütün sesleri de susturmuşum.
Tahta bir iskeleden denize uzatmışım ayaklarımı, dalga seslerine eşlik ediyorum. Saçlarım uçuşuyor rüzgârla, beceriksizce atıyorum kulaklarımın arkasına. Ellerim iki yanımda sabit ve kendimden öyle emin, bakıyorum uzakta bir noktaya...

0 yorum: