17 Mart 2013 Pazar

Kâğıt

Az sonra göğe savuracağım bir kuşmuş gibi tutuyorum saçlarımı, avucumda. Oysa onlar, yaramaz çocuklar gibi gidip sol omzuma konuyorlar. Rüzgâr estikçe dağıla dağıla yüzüme savrularak, beni de oyunlarına katmaya çalışıyorlar üstelik. Bense inatla bir kenara topluyorum onları. Gerçi kendilerini kuş sanıyorlarsa, yüzümü şu bulutlu gökyüzüne benzetiyor olmaları da çok normal. Hani baksan bir kere bana, anlarsın. Yüzümde de gökyüzünde olduğu gibi yağmur başladı başlayacak. Diyorum ki içimden, kim bilir, belki kaldırımlar bile yanaklarımdan sonra ıslanacak.
Sonra oturuyorum bir sandalyeye. Ellerimse masanın bulutsu grisi üzerinde bir çift kanat. Ve cemre suya bile düşmüş çoktan. Oysa benim yüzüm hâlâ kışta. Belki de diyorum, bazı insanların yüzünün sadece bir mevsimi var. Meselâ, bir masanın boşalmasını beklerken, yanımdaki sandalyeye oturma izni isteyen şu adamın yüzünde bir yaz ikindisi var. Bilirsin, yaz ikindileri insanı sebepsiz mutlu eder çoğunlukla. Adamın yüzü de işte öyle. Herkesin sanki söz birliği etmişçesine masasından kalkmadığı o günde, denize bakarak oturuyor karşımda. Arada bir, "sizi de rahatsız ettim böyle..." diyerek hafifçe kımıldanıyor yerinde, kibarca gülümseyerek. "Yok," diyorum, "oturabilirsiniz, önemli değil." Gülümseyerek yine açık kitabıma, yarıladığım çayıma ve bir yaz günü çimlere uzanmış insanlar kadar rahat, masaya boylu boyunca uzanmış defterime dönüyorum.
Ve şöyle yazıyorum açık sayfaya. "Şimdi, uzun bir pazar gününün tam ortasındayım ben. Sen nerdesin bilmiyorum. Çocukluğumun yarışma programlarından kalma, "televizyonunuzun sesini biraz kısar mısınız?" yollu, ufak bir gerginlik yaşıyorum kendi başıma. Çünkü bildiğim kadarıyla, seni merak etmeyi bırakalı çok oldu." Sıkı sıkıya kapatıyorum defteri sonra da. Sanki açık kalırsa uçup gidecek kelimeler. "Kelimeler uçar mı hiç?" diye sorma. Bilmez misin, onlar iki yaramaz çocuktan daha beter olurlar kâğıtlarla buluşunca.

5 yorum:

G.o.D dedi ki...

Tek kelimeyle harikaydı.

Aslısın dedi ki...

Nasıl güzel bir yazıdır bu?

nadarû dedi ki...

"Sanki açık kalırsa uçup gidecek kelimeler. "Kelimeler uçar mı hiç?" diye sorma. Bilmez misin, onlar iki yaramaz çocuktan daha beter olurlar kâğıtlarla buluşunca..."

ah kelimelerin...
her seferinde çocuksu bir gülüş bırakıyor yüreğime..

Mahmutun güncesi dedi ki...

Bu yazınızı da zevkle okudum.

Unknown dedi ki...

merhaba takibe aldım keyifli yazılar dilerim bana da beklerim:)
http://myworldinthebooks.blogspot.com