13 Mayıs 2025 Salı

Saksı

Güneş gözümün içine giriyor. Öyle parlak, öyle aydınlık ki o ân, geceden farkı yok benim için. İnsanı kör ediyor sanki. Korkutucu değil mi bir yandan? Kendime sorduğum soruların cevapları hep hazırda aslında. Sadece bazen, bunu kendime bile söylemeye hazır hissetmiyorum kendimi. Öylece gökyüzüne bakmak istiyorum.

Kumruları kovup durmuştum yaşananlardan sonra, ama onlar kendilerine yine saçma sapan bir yer bulmuşlar pencereden uzak başka bir saksıda. Anlasınlar istiyorum, öyle olmasın istiyorum. Üstelik kızgınım da. Ama yine olmuyor. İnsanın canını acıtan yerleri niye terk edemediğini, orada yeniden bir şeyleri inşa etme isteğini ben de çok iyi biliyorum aslında. Hiçbir şey boşuna değil ve bu da belki bu yüzden bu kadar ısrarla oluyor. “Bu kez böyle olmayacak, bu kez aynı hataları yapmayacağım” diye kendini iknâ edişleri; “bu kez şöyle yapacağım, böyle olacağım” deyişleri ben de biliyorum. Suçun hep kendinde olduğuna inanmayı, daha iyisini yapsaydı aslında öyle olmayacağının delillerini toplamayı çok iyi biliyorum. Hep kendini ispat çabası içinde bir yolculuğu olmuş insanlar, olmamışlıkları temize çekmek için fırsat ararlar sürekli. Aramaktan ziyade zorlarlar. Tıpkı bu kumrular gibi. 

Oysa bazen vazgeçmek gerekir. En çok istediklerinden, en çok değer verdiklerinden, hatta; “olmazsa benim ne anlamım kalır” dediklerinden bile. Seni tanımladığı öğretilen tüm o şeylerden kurtulmak gerekir. Yeniden, başka dal parçalarıyla yeni bir yuva kurmak gerekir. Kurup yine olmadığını görmek belki hatta. Sonra yeniden, ve yine yeniden. Ta ki doğru yeri bulana kadar. Zaten bir kumrunun saksıda ne işi var?

0 yorum: