16 Mart 2011 Çarşamba

Savaş

Bir eli annesinin elinde, diğerinde rüzgârın yardımıyla, kelebek misali kanat çırpıp duran bir beyaz kağıt. Baktığımı görünce gülüyor. Onunla aynı şeyi önemseyen birine rastladığı için belki. Oyuncağını paylaşamayan kıskanç çocuklar gibi, elindeki kağıdı çekip aldığında rüzgâr, gülümsemesi yüzünde donup kalıyor birden. Aynı anda yaya geçidindeki ışık yeşile dönüyor ve annesi çekiştiriyor kolundan. "anne" diyebiliyor yalnızca, boş kalan elinin işaret parmağıyla, uçuşup duran kağıdı göstererek. "arabam"
Küçük bir kağıt parçası oysa o, üzerinde pek de arabaya benzemeyen bir araba resmi bulunan. Ama onun için önemli işte. Belki onlarca süslü püslü arabadan daha değerli. Annesinin elini bırakmadan, paytak paytak koşuyor kağıda doğru. Yerden alıp bana doğru sallıyor. Barış isteyen bir savaşçı gibi, ama kazandığından da öyle emin; yüzündeki gülücükten belli.

4 yorum:

Vladimir dedi ki...

Çocukların dünyasının kapılarından geçip o gözlerle bakabilemeyi unutmamak çok güzel. İnsanın en saf hali orada duruyor hala. Bir yere gittiği yok. O saflığı bozmamak elimizde.

Adsız dedi ki...

En etkilendiğim yazılarından biri..

laleninbahcesi dedi ki...

Sanki bizim Cancan...

beenmaya dedi ki...

ne çok öğreneceğimiz şey var çocuklardan. oysa biz onlara benzeyeceğimize onlar bize benziyor büyüdükçe yazık...