19 Eylül 2008 Cuma

Sevgi neydi?

Eşlerinden, sevgililerinden, onlara istedikleri gibi davranmadıkları için dert yananlar, bu davranışları başka ilişkilerde gördüklerinde, hafif bir kıskançlık hali ile kınarlar mı onları?

“Geçen gün Fatma hanımları gördüm. Sanırsınız liseli aşıklar, el ele tutuşmalar filan. Ne o öyle?”

Bir yandan sevgisizlikten, sevginin gösterilmemesinden dert yanarken, diğer taraftan gördüğü sevgi beyanlarına kulp bulur, ince bir alayla yorumlarlar o halleri. Ama her zaman bu sebepten değildir yorumlar…

Sevgililik dönemleri de dahil olmak üzere, neredeyse on yıldır birlikteliklerine tanıklık ettiğim bir çift var. İki yüz metre ilerisindeki eşine “Aşşkımm” diye seslenen, her an el ele tutuşan, her yere beraber giden ilginç bir çiftler. Güldürmekten çok uzak sitcom karakterleri gibiler. Vıcık vıcık. O kadar çok “aman insanlar bizi mükemmel çift olarak görsünler” çabaları var ki, insan kör olsa yine görür bu hallerini. Çok sevimsiz, çok samimiyetsiz…

Son zamanlarda tanımaya başladığım başka bir çift var. Görseniz ilk bakışta evli bile demezsiniz onlar için. Parmaklarında yüzükleri bile yoktur. Ama bazen öyle bir öper ki yanağından ya da elini tutar ansızın. Bakmasanız bile görebilirsiniz aradaki bağı, sevgiyi.

Sevgi sanıldığı kadar büyük ve abartılı anlatımlara ihtiyaç duymaz ki. Bazen muhatabı kişiler dışındaki kimselere anlatıma bile ihtiyaç duymaz. Gösterişe, -mış gibi yapmalara… Sevgi, bulunduğu yerde, kendi kadar gerçek olmayan hiçbirşeyi barındırmaz. Yok eğer barınıyorsa, o zaman varlığına inanılmaz.

Eylül/2008

0 yorum: