15 Ocak 2011 Cumartesi

Detay

Sabah, koşa koşa yetiştiği otobüse akbilini bastığında, bakiyesinin yeterli olmadığını gören biri, milli piyangoda büyük ikramiyeyi kaçırmış gibi bir tepki veriyorsa ve gülüyorsan sen de bütün gerginliğine rağmen buna... "hiii" diye nefesini içine çektikten sonra, "ne dediiii" diye uzata uzata konuşan bir çocuk çıkıyorsa karşına ve onun şaşkınlığından mutlu olabiliyorsan; bu hayat o kadar da yaşanmaz bir şey değildir dimi?

4 yorum:

Emrah Ateş dedi ki...

va sabah bindiği otobüsün en sonuna ''sırf sırtımı dayayayım da oturarak gitmesem bile yorulmam diye ilerliyorsan'', hayat hala sevilecek durumdadır.

Elif Gizem dedi ki...

Her şey gören gözde bitiyor işte. Ne güzel :)

salih dedi ki...

istanbul ,deniz,yeşillikler,yüksek dumanlı yaylalar,tirebolu,görele,bulancak ,ortaköy,yaz,kış hep güzel buralar.
İnsan bu su misali kıvrım kıvrım akarya
yüz üstü çok süründün ayağa kalk sakarya
söz üstadı böyle der.
olsun birileri duyar sizi, siz yalnız olduğunuzu zannetsenizde, yazarsınız içinizden gelenleri,konuşamadıklarınızı, klavyenin kara bağrına vururcasına,birileri okur birgün ve
açar ekranını dünyaya paylaşılmış yalnızlıkların içinden çeker birilerini, oysa yalnızlık bize özgü bir hal değil, giderler onun için stadlara bağırırlar hakeme,oyuncuya, dökerler hayasızca bildikleri bütün çirkin sözleri,artık buda yetmez fırlatır elindeki pet şişeyi sahaya.
gecenin bu vaktinde neydi beni buralara getiren ? yazdıran?

siyah karabatak dedi ki...

inanılmaz bir soğukta içine cemre düşmesi gibi bir şey hayattaki böyle küçük güzel kısa anlar...
onlar da olmasa...