19 Ocak 2011 Çarşamba

Hesap

Köy evinin güneşliğinde, ikindi vakitlerinin değişilmez çay sofralarından birinde oturuyorduk. Muhtemelen ortaokula gidiyordum o sıralar. Okullar kapandıktan ve günleri saatlere bölüp, hepsini güç bela ardımda bıraktıktan sonra gelmiştim memlekete. Dün gibi hatırlıyorum o günü; hem benim tatilimin, hem de ayın ilk günüydü. Bugün günlerden ne?, diye sormuştu dayım. Salı'ydı. Salıdan salı'ya 29, çarşamba 30, perşembe 31, diye bir hesap tutturdu. Dalga geçtiğini sandım önce. O yüzden üşenmeyip ay sonuna kadar bütün günleri saydım tek tek, onlar gülüşürken. Haklıydı. Ama tesadüftü kesinlikle. Bu sefer içeri gidip, elime takvimi aldım ve diğer aylarda da yaptım aynı hesabı. Tutuyordu. O günden beri aklıma mıh gibi kazılı bu hesap. Evet, hayatın bir matematiği vardı, şu okulda gördüğümüz dersten pek bir farkı olmayan. Ama bazen, bilinmeyenine ne kadar değer verirsen ver, hiçbir hesap tutmuyordu, eşitliğin diğer yanına kendini koymadığından.

3 yorum:

beenmaya dedi ki...

sensin öznesi hayatın/ın. sen yoksan hesap çok belki ama hayat yok!

Mehmet Bilgehan Merki dedi ki...

Çok ilginç ama doğru. Ay içinde ya da kısa gün hesaplarını ben de öyle yapıyorum. bugün 19 çarşamba, 26 da çarşamba gibi...
Demek yalnız değilmişim.

Adsız dedi ki...

FETHİYE NALDEMİR DEMİRCİ

Çok tanıdık bir an, çok tanıdık bir çocuğun ağzından ancak böyle güzel öykülenebilirdi.