10 Ocak 2011 Pazartesi

Sihir

Elimde bir kavanoz ev yapımı domates konservesi ile girdim mutfağa. Annemden gerekli talimatları almıştım, şehriye çorbası yapacaktım. Bir kere denedim, ama açılmadı kavanozun kapağı. Sonra tekrar; ı-ıh. Elime bir bez alıp denedim bu sefer. Yine olmadı. Kavanozun açılmaması annemin suçuymuş gibi söylendim:
-Bu kavanoz açılmıyor Anne!
Annem, bir tencereye çok az su koymamı, kavanozu da, kapağı aşağı gelecek şekilde tencerenin içine oturtarak bir-iki dakika kaynatmamı söyledi. Dedikleri pek aklıma yatmadıysa da, ikiletmedim. Tencereyi ocaktan alıp, kavanozu suyun altına tuttuktan sonra, sanki, "açıl susam açıl" demişçesine bir boyun eğişle, daha dokunurken açılıverdi kapak.
Şu masallar diyorum, aslında o kadar da hayali bir dünyayı anlatmıyor galiba. Nasıl davranman gerektiğini bilmiyorsan eğer, hükmün geçmiyor bir kavonaza bile, değil ki kapılara...

2 yorum:

beenmaya dedi ki...

masallar bir sınırın diğer tarafı aslında. senin adımlarına bakıyor ya aslında varlığı hem o kadar yakın gerçeğe, hem bir o kadar uzak...

Zeugma dedi ki...

Tam da ben söyleyecektim ilk satırlarda sıcak su işini :)
Evet öyledir. Birçok şeyin bir sihirmişcesine çaresi vardır.