4 Mart 2011 Cuma

Güzellik

Gözlerinin içi, baktığı maytabın yıldızları kıskandıracak yanışı gibi ışıl ışıldı bir zamanlar. Oysa şimdi, dudağının kıyısına yerleştirdiği o kendinden hoşnutsuz gülümsemeyle, durgun, suskun oturuyordu karşımda. Onu böyle görmeyi sevmiyordum. Arada bir bakıp bakmadığımı kontrol ediyor, sonra elindeki bardağı evirip çevirmeye devam ediyordu. O anlatmaya başlayana kadar tek kelime etmeyecektim. Kendini ne zaman hazır hissederse anlatırdı nasıl olsa.
Ona bakarken, hamileler için yapılan cinsiyet tahminleri geldi aklıma. "Bu kadın çirkinleşmiş, kızı olacak kesin." Kadın, bütün güzelliğini kızına verirmiş hamileyken. Eğer çocuk erkekse, güzelleşirmiş de üstelik. Bu toplum, daha anne karnındayken hemcinsine karşı kışkırtır kadını, neden bilmem.
Ben bu düşüncelerle sarıp sarmalanmışken, "kadını gördüm, çok güzeldi" dedi, sesinin ağlamaklı tonunu bastırmak için, bir hayli çaba harcayarak. Işığı sönmüş gözlerine baktım bir süre. Bir soruydu bu, biliyordu. Oysa o an, cevabını vermeye hazırlandığı sorudan başka bir şey dolanıyordu benim aklımda. Diyordum ki içimden; sen de bütün güzelliğini, o kadına bırakıp gelmiş olabilir misin acaba?

2 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

öyle güzel yazıyorsun ki Tülay, bazen öylece kalakalıyor insan... Pedal yazını iki kez okudum baktım durdsum bir daha okudum...
Sevgimle

Zıvanasız dedi ki...

Kötü insanlar da kötülüklerini baktıkları bir nesneye aktarıp, arınabilselerdi keşke. Rumi' nin dediği geldi yine aklıma: "Ama bunca sahteliğin benim samimiyetime de ihtiyacı var"