8 Mart 2010 Pazartesi

Lacivert

Galata köprüsünün altında, uçan martıları, gelip-geçen vapurları ve dalgalanan denizi izlerken, nargilenin fokurtusu eşliğinde; o günü anımsadım yine. Laciverdimsi bir kızgınlıkla kaplıydı gözlerin. Ne zaman kızsan, kaybolurdu maviliklerin. Fırtına çıkar, dalgalanırdı denizler. Üşürdüm. Kızgınlığına aldırmadan sarılırdın ben üşüyünce. Meltem olurdu bütün rüzgârlar, sen sarılınca; gözlerinin laciverdinde bile. Sen bilmezdin, o laciverde tutkundum ben. Bu yüzden kızdırırdım seni, her seferinde yeniden.

0 yorum: