9 Mart 2010 Salı

Suret

Bulutlar denize inmiş gibiydi. Sisli, soğuk bir İstanbul sabahında, herkes ayrı bir telaşa kaptırmıştı kendini. Her sabah aynı yollar yürünüp, aynı otobüse biniliyordu ama, kimse kimsenin umrunda değildi. Otobüsün kirli camından görmeye çalıştım sokakları, insanları. Kızgınlıklar, kuruntular, sıkıntılar, alıp götürmüştü bizden bizi. Geride bize benzediğini sandığımız suretler kalmıştı yalnızca. Giderek artan yabancılığı, duvarlarımıza eklenen tuğlaları farketmiyor muyduk acaba? Yoksa bu oyun, ancak böyle mi oynanıyordu, dengeleri alt üst olmuş dünyada?

0 yorum: