21 Ocak 2012 Cumartesi

Sus

Aslında çok romantik bir şehirdir burası, diyorum, ikimiz de kaybettiğimiz bir şeyleri arar gibi bakarken denize. Boğazın yamacında yaşadığımız o bulutsuz akşam üstü, söylediğim sözü yadırgatmamış olacak ki, bakışlarını çevirmeden sadece başıyla onaylıyor beni.
"Mesela laf atan adamlar" diyorum, "hep şarkı söylemeye başlıyorlar kadınları görünce". "Neden bahsediyorsun?" der gibi, yavaş yavaş döndürüyor o zaman bakışlarını bana. İçtiğim şarabın çarptığını düşünüyor olmalı. Olsun. İnsanların sizin delirdiğinizi ya da sarhoş olduğunuzu sanmaları müthiş keyif vericidir bazen. Öyle bi andı işte. Ne istesem söyler, ne söylesem hoş görülürdüm o anda.
Fırsattan istifade, bir insanın elini tutmanın "ben burdayım!" demek olduğunu da söyleyecektim az kalsın. Söz vermektir diyecektim, dokunmak bir insanın eline. Onun yerine yüzüne bakıp gülümsedim sadece. İnsan bazı cümlelerin ne olursa olsun söylenmeyeceğini bilmeli. Çünkü bazı cümleler, öyle anlamsızlaşır ki söylenince...

5 yorum:

Pilli Petro dedi ki...

Ve bazen o tutulan elin kolay kolay bırakılamayacağini dahasi bırakılamayacağinin bilinmesi gerekir galiba..şarap çarpar derin düşünen zihni

Zeynep Özmen Ünlü dedi ki...

cesaret verir ve sanki diğer insanlarla aynı olursun, normale dönersin...

pınar dedi ki...

Bazı şeyler söylenmesen anlaşılsın istersin ya birde.Sanki sese dönüşünce cümleler inandırıcılığını yitirir..

beenmaya dedi ki...

bazı cümleler sadece bakarak, dokunarak, gülümseyerek kelime olmalı bence de...

Melange dedi ki...

bazi seyler anlamsizlasir, ici de bosaliverir sanki dile gelince..bazen sadece susmak, bakmak cok daha fazlasini anlatabilir..