27 Ağustos 2007 Pazartesi

Bizi, bize anlatan gün...

Bugün 29.08.2007.
3 sene önce bugün, deli cesareti ile hiç bilmediğim insanların arasına bir pikniğe katılmıştım. Şimdi geçen üç seneyi düşününce, o gün giderken hayal edemeyeceğim şeylerdi yaşadıklarım diyorum.
3 yıl az zaman değil ama o kadar çabuk ve art arda yaşandı ki herşey, sanki daha uzun seneler olmuş gibi. Sevinci, hüznü, ihaneti, yalnız bırakılmayı, birlik olmayı, sırasında ağlamayı, hatta hatta ölüm acısını bile yaşadım. Peki pişman mıyım?
O kadar garip ki, hiçbirşeyi unutmuş değilim ve yaşadıklarımdan da asla pişman değilim.
İnsanlar tanıdım. Neler yapabileceklerini, bazen ne kadar sahtekar olabileceklerini, savundukları düşüncelerini bile çıkarları doğrultusunda nasıl ezip geçebileceklerini, iyi niyetlerin nasıl kötü emeller için kullanıldığını gördüm. Ama iyi insanlar da tanıdım. Beni çocuklarından ayırmayan ablamı, ne zaman ihtiyacım olsa yanımda olacağını bildiğim dostları, çok az görüşsemde her gördüğümde kaldığım yerden devam eden dostlukları. Başkalarından beklediklerimin, hiç ummadığım kişilerden gelmesiyle beklentilerimi gördüm, gözden geçirdim. Sevginin her türlüsüne bazen sevinçle, bazen acıyla tanık oldum.
Şimdi olduğum yerden yaşadıklarıma bakıyorum ve diyorum ki; iyi ki yaşamışım. İyi ya da kötü olan herşeye rağmen, iyi ki yaşamışım, yaşamışız. Bir virajdı aldığımız yol. Hani virajdan öncesini göremez ya insan, onun gibi, şu an öyle uzak geliyor yaşananlar. Biz mi yaşadık bunca şeyi diyorum.
Şimdi sen yoksun. İçim öyle acıyor ki bunu yazarken. Herşeyi kabullenmiş, sindirmişim de, bir tek yokluğun, bir yere oturtamadığım, kabullenemediğim. Aslında hep bizimlesin, sesinle, hatıranla, söylediklerinle. Ama bu hasret var ya, bir daha seni canlı dinleyememek var ya, çok fena.
Bir acı çöktü yine yüreğime. Böyle dertleneyim diye başlamadım aslında yazmaya. Senin gibi diyelim o zaman, hayde.

“Herşeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik.
Teşekkürler Dünya”

Teşekkürler Kazım KOYUNCU.

29 Ağustos 2007 10:45

0 yorum: