1 Şubat 2009 Pazar

Sevgi güzellik ister, güzellik emek

“Sen beni sevmiyorsun!” dedi kız, şımarıkça. Çocuk, bakışlarını başka yöne çevirdi, yüzündeki bıkkınlıkla. Aralarındaki sessizliği böldü durağa yanaşan otobüs. İki yabancı gibi bindiler otobüse. Kapanan kapıların camına, denizin hafif dalgalı sureti yansıdı. Cam kenarına oturan kızın yüz ifadesindeki küskünlüğü, sadece ben mi görebiliyordum acaba?
Sevgi zorla alınabilen bir şey olmadı ki hiç. Hep kendiliğinden gelişti. Bazen bir gülüşle, bir bakışla pekişip; dallanıp budaklandı, içimize sığmaz oldu. Yeniledi, değiştirdi. Hep güzel şeylerin habercisi oldu. Ve zorla güzellik olmazdı, öyle öğretildi bize yılar boyu. O yüzden hiç sevdirmeye çalışmadım kendimi. Ben sevdim, işin sadece bu kısmıyla ilgilendim. Sevilmek, denizi izlerken görülmesi ne kadar muhtemel bilinmeyen yunuslar gibiydi. O yunusları görünce çocuklar gibi mutlu olurduk. Ellerini sevinçle çırpan küçük çocuklar olurduk sevip,sevilince.
Ortaokulda isimlerden fal bakardık. Nasıl bakılıyordu hatırlamıyorum şimdi ama. Üzerinden yıllar geçti, âşık oldum bir gün; canım yandı. Küsmüştüm kendime, sonra barışıverdim. Zaman geçti, yeniden sevdim. Dikensiz gül bahçesi değildi o yol, öyle de hayal etmemiştim zaten. Üzüntüsünü de sevincini de içime sindirdim. Ufacık bir kalp çarpıntısının ardından bakakaldığım da oldu, sevginin kıymetini bilmeyen insanlar arasında bulunduğum da. Her seferinde karşımdakini kendim gibi sanmamayı öğrenip, her yeni başlangıçta da unuttum. Belki de en iyisi buydu. Başka türlüsü sevgi olmaktan çıkaracaktı içimdeki duyguyu.
Sevgililer günü kutlanıyor ya hani. Bence sevgi ile ilgili kutlanabilecek en güzel gün, hâlâ sevmeyi başarabilenlerin günü olmalı. Çıkarsız sevmeyi becerebilenlerin günü. Sevgiliyi, aileyi, eşi, dostu, kuşu, balığı, gökyüzünü, yağmuru… Güzel olan ne varsa hâlâ sevmeyi başarabildiğimiz, varlıkları ve bizimde inatla sahip çıktığımız sevgileri için bir kutlama değerli olurdu.

Şubat/2009

0 yorum: