14 Mart 2010 Pazar

Erguvan


Hava yine soğuk belli ki, titreşiyor pencere önündeki sardunyaların yaprakları. Ve sararmış, kurumuş bazıları; koparıp atmak gerek. Ama önce, balkona çıkıp, o sarı ipe, iki yanından düzgünce mandallayarak asmalıyım çamaşırları. Sanki ne kadar düzgün asarsam, o kadar düzelecekmiş gibi hayatımın aksayan yanları. Hem belki o zaman gözüme ilişir, onca zaman nasıl bir boşvermişlikle çıkmışsam karşısına, bir türlü farkına varamadığım, çiçeklenmiş erik dalları. Ve bir ucundan aklımı, bir ucundan kalbimi tutup, düzgünce mandallarım kendimi de bir dala. Bembeyaz çiçekler gülümser yüzüme. İçimde garip bir telâş. Erguvanları düşünürüm sonra. Mutlu haberler getirsinler isterim, gelirken çiçekli dallarıyla.

4 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

Canım Tülay, az kaldı Erguvanların açmasına. Erguvan zamanı gel koruda bir kahve içelim...

Unknown dedi ki...

Sende ben imkansızlığı seviyorum,
Fakat asla ümitsizliği değil...
Demek geldi içimden.
Sevgiler...

Zeugma dedi ki...

Bembeyaz çiçekler gülümsesin hep sana..
Erguvanlar senin için daha güzel açacaklar eminim..Yeter ki sen bekle...

Mehmet Bilgehan Merki dedi ki...

Sevgili Tülay,
Günlük şu üç beş satırın, o denli üzerinde düşünülmüş ve emek verilmiş yazılar ki saygı dıymamak elde değil. Sevgiler