16 Nisan 2010 Cuma

Bana hep kendimi hatırlatan bir şeysin sen*

Güneşe çıktım az önce. Çimen kokusu yayıldı bütün hücrelerime. Çimen kokusu ne güzeldir. Belediye işçilerinin çiçek ekmek için kazdıkları toprağa baktım göz ucuyla, yol boyu. Arabaların birbiri ardına geçtiği o yolda, kaldırımın kenarına çöküp, toprağı avuçlamak istedim. Oysa yetişmem gereken bir yer, halletmem gereken işler vardı. Yürüdüm geçtim yanlarından. Ardımda kaldılar.
Oturduğum koltukta, hiç bir bilgim, hatta ilgim olmayan konuşmalara, ufak gülümseyişlerle, kısa cümlelerle karşılık verdim. Topraktaydı aklım hâlâ. Okuduğu parçayı, kaldığı yerden devam ettirmesinden korktuğum bir öğretmen gibiydi o hanım. Bir şey sorsa öylece kalacaktım. Ceplerime birer avuç toprak koymak istedim birden. Toprağa dokunursam geride kalacaktı sanki bütün yorgunluklar. Ve kendimi hatırlayabilecektim yeniden.

*Bugün değil yarınsın sen/Ferhat Tunç

3 yorum:

Newbahar dedi ki...

Bugün sisli dağlarımda hava günlük güneşlik.
Neden toprakdeyip, neden çimen deyip memleketimi özlettin ki!..

Yorgunluğumu mesken tuttum ben. Toprak beklemez bizi.

Sevgiler

Parpali dedi ki...

Ben de öyle özledim ki memleketimi. Topark diye bu kadar çırpınışım ondan belki de. Sevgiler benden. Teşekkürler.

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Bilirsin toprak Anadolu'nun kutsalıdır, anasıdır.
Onun kokusu yarı ana kokusudur.
İnsanı doyurur, besler, kucak açar.

Çıplak ayak bastığında ne stres kalır, ne başka bir şey. Güzel paylaşımdı, sağol!

İyi pazarlar..