Bir insanın gözlerinin renginden daha zor unutuyorsanız, bakışlarındaki ifadeyi, hafızanın parlaklığından korkmaya başlamanın vaktidir artık. Çünkü unutmak gerek bazı şeyleri. Hatırlamak... evet güzeldir. Olduğu gibi kabullenmektir geçmişi. İçinizi kemiren şeylerle gülücükleri, aynı yerde muhafaza edebilmenin, hediye paketine bürünmüş hâlidir. Ama unutmak... en gerekli şeydir bazen. Her seferinde kendine dönüp, "bunu nasıl yapar?" diye sormamak için. Bazen kendi nedenlerini bile anlayamazken, bir başkasının nedenlerine kafa yormamak için. Hâlâ bir hayale inanabilmek için, unutmak güzeldir.
unutmak; kendi doğallığında yitip gitmesidir geçmişin. kendine, kendi bildiğince sünger çekmesi. bu nedenledir ki, unutttuğunu bile unutur insan zamanla... belki de en güzel, unuttuğunu bile dile getirememektir. unutmak, hatırlamak gibi gelir bana.
Tülaycım çok gariptirki unutmak istediğin her şeyi çok iyi hatırlarsında bir sürü güzel şeyi unutursun... Annemin sesini ölene kadar unutmam inşallah ...
Bazen soluklanmaya, bazen de biriktirdiklerimi anlatmak için soluk soluğa geliyorum bu sayfaya. Yazarken barışıyorum kendimle. Ve gerektiğinde, ardımda kalanlara yabancılaşıyorum. Birilerinin okuduğunu bilmek, kimi zaman utandırıyor beni. Kimi zaman da söylediklerimi cümle âlem duysun istiyorum, bir tellâl gibi. Harflerim ekranda anlamlı-anlamsız izler bırakıyor... Ve ben, tüm bu izleri seviyorum...
Tülay Şahin
Bu aralar okuyorum.
Öyle Miymiş? / Şule Gürbüz
Bu aralar izledim./Bale
La Corsaıre
Bu aralar izledim./Tiyatro
Tesir / SBR Tiyatro
Bu aralar izledim./Tiyatro
Grönholm Metodu / Ankara DT
Bu aralar izledim./Tiyatro
İkinci Bölüm / DT
Bu aralar izledim./Tiyatro
Cyrano / Şehir Tiyatroları
Koyverdun gittun bizi...
Elbette mümkün değil ama, her şey gönlünüzce olsun. Neden olmasın? Kazım KOYUNCU
İyi dilekler
Yüzüne bakıldığında neden hapşıramaz insanlar, bilmiyorum. Ama hapşırdığımda, "iyi yaşa" demeden çevremdekiler, bir alacağı tahsil eder gibi, gayet ciddi bir ifadeyle, "sen de gör" demekten mutlu oluyorum. Ve aynı anda yüzlerine yayılan, bazen mahcubiyetle karışık, bazen hınzır bir çocuğu andıran o gülücüğü görüp, onlara eşlik etmekten. Şu hayata inat, seviyorum iyi dilekleri ben.
O yüzden diyorum ki sana, güzel olsun her şey... hatta çok güzel olsun. Ama kötü de olsa yaşananlar, bıkma yine de anlatmaktan. Sen anlat ve her şey buhar olup uçsun.
Maviyi, yeşili, yaz akşam üzerlerini... İstanbul'u, Giresun'u ve deniz kenarlarını... dilediğimde yalnız kalabilecek kadar uzak, gerektiğinde, elimi uzatıp, kalabalığa karışacak kadar yakın; her ayrılıkta hüzünlenip, dönüşünde çocuklar gibi mutlu olduğum bu şehirde yaşamayı... kitapları, dostları, içten gülümseyen insanları... müzik dinlemeyi, umut etmeyi, insanları sevindirmeyi... hayâl kurmayı, mektupları, yolculukları... hatta, hatta yalnızlığımı...
4 yorum:
Bazen öyle bir zaman gelir ki nasıl unuttuğuna bile hayret eder insan
unutmak; kendi doğallığında yitip gitmesidir geçmişin. kendine, kendi bildiğince sünger çekmesi. bu nedenledir ki, unutttuğunu bile unutur insan zamanla... belki de en güzel, unuttuğunu bile dile getirememektir. unutmak, hatırlamak gibi gelir bana.
Tülaycım çok gariptirki unutmak istediğin her şeyi çok iyi hatırlarsında bir sürü güzel şeyi unutursun... Annemin sesini ölene kadar unutmam inşallah ...
Unutmak, unuttuklarımızın boşalan yeriyle geleceğe yer açmaktır.
Yorum Gönder